PEN Yazarlar Derneği Ekim ayı kitabı olarak Umur Talu’nun Literatür Yayınları’ndan çıkan“Senin Adın Corona Olsun - İnsanlığın Salgın Maceraları” kitabını seçti.
50 Milyon insanın ölüme neden olan İspanyol gribinden günümüze, tarihten coğrafyaya, psikolojiden sanata, edebiyattan sinema ve müziğe, doktorlardan sanatçılara varan bir uzamda... Savaşlar, zaferler ve yenilgiler arasında, toplumsal olaylarla sanatsal yaratıcılıklar arasında, insanlar ve olaylar arasında, alçaklıklar ve harikuladelikler arasında bağlar, bağlantılar kurarak bize hiçbir şeyin rastlantısal olmadığını da gösteriyor yazar. Cemil Topuzlu’dan Türkan Saylan’a, Covid-19’dan yitirdiğimiz ilk doktor Cemil Taşçıoğlu’na, Hitler ve Mussolini’den Josephine Baker, Brigitte Bardot’ya, Paris komününden Marx’tan, Gramsci’den Karel Çapek ile Beckett’e, Paganini’den, Gustave Klimt’ten Trump’a... Binlerce insanı, olayı buluşturduğu eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Dokunduğu her insan, toplumsal her olgu ses veriyor, ufuk açıyor, birbirini tamamlıyor; yaşamı daha iyi anlamamızı, dünden yarına köprüler kurmamızı sağlıyor.
PEN Ekim Ayı Kitabı: Senin Adın Corona Olsun
PEN Yazarlar Derneği Ekim ayı kitabı olarak Umur Talu’nun Literatür Yayınları’ndan çıkan “Senin Adın Corona Olsun - İnsanlığın Salgın Maceraları” kitabını seçti.
50 Milyon insanın ölüme neden olan İspanyol gribinden günümüze, tarihten coğrafyaya, psikolojiden sanata, edebiyattan sinema ve müziğe, doktorlardan sanatçılara varan bir uzamda... Savaşlar, zaferler ve yenilgiler arasında, toplumsal olaylarla sanatsal yaratıcılıklar arasında, insanlar ve olaylar arasında, alçaklıklar ve harikuladelikler arasında bağlar, bağlantılar kurarak bize hiçbir şeyin rastlantısal olmadığını da gösteriyor yazar. Cemil Topuzlu’dan Türkan Saylan’a, Covid-19’dan yitirdiğimiz ilk doktor Cemil Taşçıoğlu’na, Hitler ve Mussolini ’den Josephine Baker, Brigitte Bardot’ya, Paris komününden Marx’tan, Gramsci’den Karel Çapek ile Beckett’e, Paganini’den, Gustave Klimt’ten Trump’a... Binlerce insanı, olayı buluşturduğu eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Dokunduğu her insan, toplumsal her olgu ses veriyor, ufuk açıyor, birbirini tamamlıyor; yaşamı daha iyi anlamamızı, dünden yarına köprüler kurmamızı sağlıyor.