İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Araştırmaları Bölümüne devam etti. 1968-2001 yıllarında Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu yönetti. Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri (TEB), KA-DER , WINPEACE, Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı kurucularından. Birçok kitabı arasında "Leyla Gencer:Tutkunun Romanı" İngilizce, Fransızca ve İtalyanca yayınlandı. 2001'den bu yana Cumhuriyet Gazetesinde yazar.
16 Haziran 2020
Sevgili ve Sayın PEN Üyeleri,
Haziran ayında da tedbiri elden bırakmadık. Hem Uluslararası PEN ile hem de kendi içimizde yönetim kurulu toplantılarımızı dijital ortamda gerçekleştirdik.
“Tedbiri elden bırakmadık” derken, elbet sağlık açısından söz ediyorum. Hak ve hukuk ilkelerinin geçerli olmadığı, işsizliğin her geçen gün arttığı, kalemiyle, sanatıyla geçinmeye çalışanların yokluğa mahkum edildiği ülkemizde yaşam standardımızı korumak içinse elimizden herhangi bir tedbir gelmiyor.
Mayıs sonu, Haziran başı ülkemizin önemli değerlerinden felsefeci, çevirmen, şair ve güzel insan Oruç Aruoba’yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Değerli üyemiz, derneğimize hep destekte bulunmuş yazar Alper Yalman’ı da sonsuzluğa yolcu ettik. Artık onlar da eserleriyle yaşayanlar arasına katıldı.
Haziran ayı yine yasaklar, gazetecilere gözdağı verme çabalarıyla sürdü. İki değerli gazeteci, Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel gözaltına alındıkları gün “Gazetecilik görevini engellemeyin!” başlıklı açıklamamızı kamuoyuna şöyle duyurduk:
Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel gazetecidir. Tıpkı halen hapiste olan diğer meslektaşları gibi. Meslekleri gereği gerçeğin peşine düşmek, aramak, sormak görevleridir. Gazetecilik iktidar sözcüsü olmak, biat etmek değildir. Gerçeği yansıtmayan hukuk dışı tutuklamalar demokrasiye, basın ve haber alma özgürlüğüne karşı yapılan bir darbedir. Tıpkı barolara, meslek odalarına, muhalif seçilmişlere yapılan operasyonlar gibi. Bu kin, nefret ve utanca son vermek zamanı gelmiş geçmiştir. Kınıyoruz ve bu baskıların son bulmasını istiyoruz.
Bildiğiniz gibi Müyesser Yıldız tutuklandı. İsmail Düken şartlı salıverildi. Türkiye bir kez daha bu utancı yaşamak zorunda bırakıldı.
Uluslararası PEN, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü (ECPMF), Media ve Hukuk Araştırmaları Birliği (MLSA), “Freedom House”, “Article 19”, “Index on Censorship” gibi çeşitli kuruluşların önderliğinde Türkiye bir kez daha kınandı. Uluslararası kuruluşlar, özellikle Cumhuriyet, Birgün, Evrensel, Oda TV’ ye, yerel medyaya yapılan baskılara dikkat çekti. Altını çizdikleri bir başka konu ise gazeteci, yazar, şair Nedim Türfent’in durumuydu. Yaptığı haberler yüzünden 13 Mayıs 2016’da gözaltına alınan Nedim Türfent için onlarca tanık, aleyhinde ifade vemişti. Bu tanıkların tümü sonradan duruşmalarda işkence altında ifadelerini verdiklerini ifade ettiler ancak hiçbir şey değişmedi. 21 Haziran Nedim Türfent’in hapiste geçirdiği 1500. Gün olacak…
Yalnız Türkiye değil dünya da için için kaynıyor ve kanıyor! Dünyanın birçok yerinde vahşi kapitalizmden beslenen totaliter rejimlerin yükselişiyle ayrımcılık, şiddetle, öfkeyle, kinle bütünleşti. Bugün artık elinde kırbaçla, zincir vurduğu ırgat ve ameleyi çalıştıran yok belki, ama sabaha karşı evine baskın yapılıp hapsedilen gazeteciler, sırtından vurulan sokaktaki adam, biat etmediği için hapse tıkılanlar, ekmek almaya giden çocuğu öldüren polis, bir emirle görevden alınan seçilmişler ve ötekileştirdiklerimiz var... Yargının, siyasetin emrinde olması var! Tehdit ve gözdağı var! Olmayan tek şey hak, hukuk ve adalet!
Minneapolis’te polis tarafından nefesi kesilerek öldürülen George Floyd’un “Nefes alamıyorum” çığlığı dünyayı sarınca, dijital dünya yeniden James Baldwin’i anımsadı...Oysa, önce kendisiyle, sonra ülkesi ve dünyayla hesaplaştığı “Bundan Sonrası Ateş” kitabında ileride olacakları öngörmüştü. “Tarihimizi kabul edin. Birbirimize ihtiyacımız var... Varlığımız yok sayılıyorsa, varlığımız bir tehdit gibi görülüyorsa bu devlet baki kalamaz. Yıkılır...” demişti.
PEN Türkiye olarak Haziran kitapların olarak James Baldwin’in tüm eserlerini seçtik. Gerekçesini sitemizde http://www.pen.org.tr/ adresinde bulabilirsiniz. Hem de bu vesileyle PEN Türkiye sitesini ziyaret etmiş olursunuz… James Baldwin’in kitaplarının birçoğu Yapı Kredi Yayınlarından çıktı. Tüm konuşmalarını içeren “Ben Senin Zencin Değilim” ise Sevin Okyay’ın çevirisiyle önceki gün Kırmızı Kedi’den çıktı.
Dünyada hiçbir ülke kendi “ırkçılığıyla” yüzleşmedikçe ayakta kalamaz! Bu böyle biline!
Hepinize sevgiyle, saygıyla…
Zeynep Oral
Başkan - PEN Türkiye