İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Araştırmaları Bölümüne devam etti. 1968-2001 yıllarında Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu yönetti. Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri (TEB), KA-DER , WINPEACE, Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı kurucularından. Birçok kitabı arasında "Leyla Gencer:Tutkunun Romanı" İngilizce, Fransızca ve İtalyanca yayınlandı. 2001'den bu yana Cumhuriyet Gazetesinde yazar.
7 Eylül 2020
Sevgili / Sayın PEN Üyeleri,
Temmuz ve Ağustos aylarında sizlere aylık mektubumu yazamadım. İsteksizlikten değil, Türkiye yorgunluğundan… Hemen sadede geçiyorum:
Temmuz ayı, mücadele ayıydı. Laik Türkiye Cumhuriyeti hiç olmadığı kadar tehdit altındaydı. Corona 19’dan çok daha tehlikeli bir virüs, dini referanslarla, dini simgelerden yararlanarak, yaşamın her alanında güç kazanma virüsüne karşı mücadele vermeyi sürdürdük… Siyasal İslam aracılığı ile Cumhuriyet devrim ilkelerini yok saymak…Tüm insanlığa ait müzeleri camiye dönüştürmek… Kadınlara yönelik şiddeti önleme görevini devlet ve hükümetlere veren İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmeye çalışmak… Hak, hukuk ve adaleti, doğrudan siyasal erke bağlamak… Vakıflar ve cemaatler aracılığıyla dehşet verici pedofili suçunu bile mazur gösterebilmek… Gazetecilerin yargılanması… Antidemokratik baskıları arttırmak üzere sosyal medyayı cendereye sokma gayretleri…
Bu karşı devrim uygulamalarına karşı birbiri peşi sıra açıklamalar hazırlayıp siz üyelerimizle paylaştık ve itirazımızı medyaya / kamuoyuna duyurmaya çalıştık.
Haziranın son günlerinde Çağlayan’da “Adalet Sarayı”nda yargılanan gazetecilerin yanındaydık. PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi üyemiz İpek Özbey’in yazısını sitemizde bulabilirsiniz. (www.pen.org.tr) İki ay boyunca yayınladığımız tüm açıklamalarınızı da sitemizde okuyabilirsiniz, burada tekrarlamıyorum.
Temmuz ve Ağustos aylarında Yönetim Kurulu toplantılarımızı dijital ortamda gerçekleştirdik. Eylül ayındaki yüzyüze ilk buluşmamıza geçmeden önce, Uluslararası arenada katıldığımız iki önemli toplantıdan söz etmeliyim.
Uluslararası PEN’in Hapisteki Yazarlar Komitesi’nin düzenlediği birçok ülkeden temsilcilerin katıldığı toplantı, 7 Ağustos’ta sanal ortamda gerçekleşti.
Toplantının odağında 26 yıldır hapiste bulunan şair İlhan Çomak vardı. Bildiğiniz gibi Türkiye'nin en uzun süreli siyasi mahkumlarından biri olan İlhan Çomak hapisteyken sekiz şiir kitabı yayınladı. Onursal Üyemiz ve Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin’ in açış konuşmasını yaptığı toplantıda Burhan Sönmez konuşmacıydı. Genel bilgilendirmenin yanı sıra geçen kasım Çomak’a yaptığı hapishane ziyaretini anlattı. Haydar Ergülen Çomak’ın şiirini okudu. Erkut Tokman , şairin editörü olarak hazırlanmakta olan kitabı tanıttı. Tarık Günersel de PEN Türkiye adına bu toplantı için teşekkür konuşması yapıp, genel durumu değerlendirdi.
İkinci Uluslararası PEN Toplantımız 22 ve 23 Ağustos’ta yine dijital ortamda gerçekleşti. Bu kez konumuz Corona 19 Salgını sırasında Kadınların durumuydu… Beş konuşmacının sunum yapması istenmişti: Yurt Dışındaki İranlı Yazarlar adına Ziba Karbassi; Rusya PEN’den Nadia Azhgihhina; Miyanmar PEN’den Ma Thida ve Türkiye PEN’den ben.. Uluslararası Başkan Jennifer Clement’in açış konuşmasından sonra her birimiz ülkedeki genel durumları ve bu süreçte kadınlara karşı artan şiddeti konuştuk. İstanbul Sözleşmesi, sadece bizim değil, iki gün boyunca tüm Avrupa ve Asya ülkelerinden katılan konuşmacıların da gündemindeydi. Yönetimler otoriterleştikçe, eleştiri hakkının, haber hakkının kısıtlanması, yasakların çoğalması en sık dillendirilen konuydu.
Eylül toplantımızda nihayet Yönetim Kurulu üyeleri yüzyüze , ama tedbiri elden bırakmadan buluşabildik. İlk aldığımız karar TELE TV1 le ilgili RTÜK kararını kınamak oldu. Bu televizyon kanalının RTÜK tarafından 5 gün karartılmasını , düşünce ve ifade özgürlüğüne , basın ve haber alma özgürlüğüne karşı yeni bir darbe olarak niteledik…
1 Eylül tarihinde Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi’nde Sennur Sezer Ödül Töreni gerçekleştirildi. Törende PEN Türkiye’yi de ikinci başkanımız Halil İbrahim Özcan temsil etti. Birincilik ödülleri öykü dalında Hıdır Murat Doğan’a, şiir dalında ise Sultan Gülsün’e verildi.
Dünya Barış Günü Türkiye’de genellikle 1 Eylül’de kutlanıyor. Dünyada ise 21 Eylül’de. Biz PEN Türkiye olarak her iki tarihi de “bahane” bilip her fırsatta gündeme getirmekten yanayız. 1 Eylül için Haydar Ergülen’in dizelerini sitemizde bulacaksınız.
Bu arada farkındasınız değil mi! Kin, nefret, öfke nasıl da tırmandırılıyor... Şovenist, ırkçı söylemler... Savaş tamtamları... Bundan 27 yıl önce Margarita Papandreu ve benim önderliğimde çeşitli STK’ların temsilcileri bir araya gelip WINPEACE - Türkiye Yunanistan Kadın Barış Girişimi’ni kurmuştuk. O gün bugün . barış eğitiminden gençlik seminerlerine hizmet veriyoruz. PEN Türkiye olarak, WINPEACE kadınlarının “ŞİDDETSİZ ÇÖZÜM ÇAĞRISI”nı destekleme kararı aldık. (BKZ: Sitemizde…) Başta Türkiye Yazarlar Sendikası, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı olmak üzere, sayısız kuruluş bize katıldı.
Temmuz ayında Edebiyatımızın çınarlarından biri Adalet Ağaoğlu sonsuzluğa göçünce; onun tüm eserlerini; Ağustos ayında Beyrut’ta büyük yıkıma yol açan korkunç patlamayla sarsılınca Mahmud Derviş’in tüm eserlerini ayın kitapları olarak belirlemiştik.
Savaşın eşiğine sürüklendiğimiz bu günlere gelince: Hepimiz biliyoruz ki dünya konjonktürü içinde kim haklı kim haksız, hiç ama hiç önemi yok. Her millet kendi çıkarları uğruna elindeki kartları öne sürüyor. Dönen çarkların dişlileri arasında ezilip un ufak olan yine halklar, yine garibanın çocukları... Politikacıların asla savaşa yollanmayacak olan çocukları değil... Bu ortamda “Kayıtsız Kalmayın” diye haykıran Stephan Hessel’in tüm eserlerini Eylül Ayının kitapları olarak seçtik.
Sağlıklı kalın, şiddetsiz kalın. Sevgi ve Saygıyla
Zeynep Oral - Başkan . PEN Türkiye