İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Araştırmaları Bölümüne devam etti. 1968-2001 yıllarında Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu yönetti. Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri (TEB), KA-DER , WINPEACE, Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı kurucularından. Birçok kitabı arasında "Leyla Gencer:Tutkunun Romanı" İngilizce, Fransızca ve İtalyanca yayınlandı. 2001'den bu yana Cumhuriyet Gazetesinde yazar.
11 Ekim 2015
Sevgili / Sayın PEN üyeleri,
Alçak, hain bir saldırı daha. Barışa, demokrasiye, insanlığa , geleceğimize, topumun her katmanına, umutlarımıza yönelik bir saldırı. Öldük. Vurulduk. Yastayız.. Dün yönetim kurulu olarak tepkimizi şu açıklamayla kamuoyuna duyurduk:
"Ankara'daki Barış Mitingine alçakça ve iğrenç saldırı nice canımızın ölümüne ve yaralıya yol açtı. Bu insanlık dışı saldırıyı kuvvetle kınıyor, sorumluların yargılanmasını talep ediyoruz. Kanı kan değil, adalet, hak, demokrasi temizler. Barış ortamı yaratmak, başta hükümet olmak üzere, her yurttaş ve kurumun sorumluluk alanındadır."
Ekim ayında değerli şair, yazar Sennur Sezer aramızdan ayrıldı. Acımız sonsuz. Sennur Sezer: O bir kadın. O bir şair. O bir emekçi. O bir nefer . O bir direnişçi. Yaşamı boyunca önce edebiyat dedi. Toplumsal bilinciyle edebiyat uğraşını birbirinden hiç ama hiç ayırmadı. Sömürüye, haksızlığa, baskıya, şiddete karşı dimdik duruşunu, bir zanaatçığı titizliğiyle, bir anne özeniyle, yıllar içinde var ettiği, geliştirdiği, kolladığı ve koruduğu şiiriyle harmanladı. Tuzaklardan ve tehlikelerden , sloganlardan ve kolaycılıktan dizelerini sakınırken , sözüyle ve eylemleriyle hep bir oldu, sahici oldu.
Kentlerin, kırsal alanların kadını , kız çocukları, anneleri, nineleri... Hepsi Sennur Sezer'in dizelerinde can buldu, hepsi bir sese kavuştu. İntihara zorlanan kız çocuğu, oğlu öldürülen anne, küçük istasyonların bekleme salonlarında bekleyen kadınlar, bedenleri uykuya hasret kadınlar, çocuklarına dünyayı anlatmaya çalışan kadınlar, direnen kadınlar... Kadınlığın bin bir halini ve duyarlığını karınca çalışkanlığıyla yoğurandı O. Şimdi hem kadınlar , hem de şiir, biraz daha eksik. Biraz daha öksüz...Başta çok değerli hayat arkadaşı Adnan Özyalçıner'e ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.
Bu ayın kitabı olarak, Sennur Sezer'in , duyarlığı, kadınlık hallerini, direniş ve umudu harmanlayan tüm kitaplarını seçtik.
Nicedir gazetecilere yönelik tehditler hiç hız kesmeden sürüyor... Şiddet, artık günlük yaşamımızın bir parçası... Bu ağır koşullarda elimizden geldiğince yazarlara, gazetecilere yönelik duruşmaları PEN olarak izlemeye çalışıyoruz.
İkinci başkanımız Halil İbrahim Özcan, Genel Sekreterimiz Tülin Dursun Sedef Kabaş'ın duruşmasında hazır bulundular. Sevindirici haber, Sedef Kabaş beraat etti. Önümüzdeki günlerde şu duruşmalar var: Tüm üyelerimizi duruşmaları izlemeye davet ediyoruz:
12 Ekim’de Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya “Charlie Hebdo” kapağını köşelerinde yayımladıkları için...
13 Ekim’de Ahmet Şık “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabı için...
20 Ekim’de Barış Pehlivan (Odatv) “Şaşırtıcı Benzerlik” yazısında Erdoğan’a hakaretten...
20 Ekim’de Ender İmrek (Evrensel) Cumhurbaşkanı’na hakaretten...
22 Ekim’de Barış İnce (Birgün) akrostişli savunma metni yoluyla Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanacaklar...
Sevgili Üyeler,
Size son yazdığımdan bu yana 7 üyemiz daha aidatlarını ödediler. Sevgi Özel, Yeşim Ağaoğlu, Merdan Yanardağ, Selçuk Erez, Adem Dursun, Işterin Okan ve Gülsüm Öz'e çok teşekkür ediyoruz.
(Eğer aidat ödemenizi yaptınız ve Genel Sekreterimiz Tülin Dursun'a (tulindursun@gmail.com) ve saymanımız Zeynep Aliye'ye (zeynepaliye@hotmail.com) bildirmedinizse, lütfen yapın. Aksi halde size açık teşekkür zaman alır... Yok eğer ödeme yapmadınızsa, lütfen artık yapın: Banka Hesap No: Ziraat Bankası Galatasaray Şb. (701) Hesap No: 1902677
IBAN: TR 3700 0100 0701 0190 2677 5001)
Siz bu mektubu okuduğunuzda, Halil İbrahim Özcan, Tülin Dursun ve ben Canada, Quebec'e PEN Kongresine katılmak üzere yola çıkmış olacağız. Bildiğiniz gibi , 15 Ekim'de yapılacak PEN Başkanlık seçiminde üç adaydan biriyim...
Geçen hafta sonu sevgili Ece Temelkuran aceleci davranıp 15 Ekimi ve seçimleri beklemeden attığı bir "tweeter" ile beni Uluslararası PEN Başkanı ilan ediverdi. MEDYATAVA ondan alıntı yapıp "haberi" manşetine taşıyınca da tebrikler yağmaya başladı... Çok üzüldüm ve kendimi çok kötü hissettim. Defalarca düzeltme yanıtları yazdım. Sevgili Ece'ye, "Allah söyletti" diyeceğim ama, son zamanlarda Tanrı'nın adı öyle kötü kullanıldı ki, onu da demeye gönlüm razı olmadı... Eğer o haberi görüp de anlam veremeyeniniz olduysa, elimde olmayan bu kargaşa için yine de özür dilerim... Şimdilik beklemedeyiz... Siz yine de olumlu enerjilerinizi yollamaya devam edin.
Hepinize Sevgi ve Saygılarımla,
PEN Türkiye Başkanı
Zeynep Oral.