Üzerinden 27 yıl geçmiştir ama her alanda açtığı yaralar kanamaktadır. Haddini bilmeyen cunta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatmaya cür’et etmiştir. Siyasi partilerin ve başta sendikalar olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşunun kapısına kilit vurmuştur, mallarını gasp etmiştir. Dikta döneminde 650,000 kişi gözaltına alınmış, 1,683,000 kişi fişlenmiş, açılan 210,000 davada 230,000 kişi yargılanmış, 7,000 kişi için idam cezası istenmiş, 517 kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi asılmıştır.
1950'de kurulan ve Türkiye’nin dünyada önemli bir saygınlık kaynağı olan PEN Yazarlar Derneği de 12 Eylül terörü yüzünden kapanmıştır. On yıllık karanlık bir dönemden sonra Yaşar Kemal’in öncülüğünde tekrar kurulmuştur. Cunta işkencelerden, idamlardan ve yargısız infazlardan sorumludur. İnsan haklarını hiçe saymıştır. Yurttaş hakları daha da kısıtlanan ve demokratik alan bulamayan pek çok kişinin şiddete yönelmesine yol açmıştır. Cunta Türk-Kürt ayırımcılığını körüklemiş, bölücülük yapmıştır. Ayrıca, darbeciler eleştirel ve bilimsel düşünüşü baskı altına alarak şeriatçılığın gelişmesinde rol oynamıştır. Terör kim ne gerekçeyle yaparsa yapsın terördür. ABD’nin onayı ile yapılan 12 Eylül darbesi Türkiye’ye büyük zararlar veren bir terör eylemidir. Ve Diyarbakır Cezaevi devlet terörünün en ağır yaşandığı yer olmuştur.
Yurttaşlar, bütün bunların hesabı sorulmayacak mıdır?
12 Eylül teröründen sorumlu cunta üyeleri yargı önünde hesap vermiş değildir. Onlar yargılanmadan Türkiye’de adaletten söz edilemez. Yazarlar cuntacıların yargılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma girişimini haklı bulmakta, desteklemektedir. PEN Türkiye Merkezi bu davada elbette müdahil olacaktır.
Benzer devlet terörünün tekrar yaşanmaması yolunda önemli bir adım olarak, dikta anayasası çağdaş yurttaşlık ve hukuk bilinci ile aşılmalı, laiklik ve demokrasinin gelişmesi yönünde yeni bir anayasa yapılmalıdır.
PEN üyeleri gerek cuntanın yargılanması gerekse laik ve demokratik bir anayasa hazırlanması konularında kendi görevinin bilincinde ve eylemindedir.
12 Eylül Terörü Hakkında Kamuoyuna Duyuru
Yurttaşlar
12 Eylül 1980 darbesi bir terör eylemiydi.
Üzerinden 27 yıl geçmiştir ama her alanda açtığı yaralar kanamaktadır. Haddini bilmeyen cunta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatmaya cür’et etmiştir. Siyasi partilerin ve başta sendikalar olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşunun kapısına kilit vurmuştur, mallarını gasp etmiştir. Dikta döneminde 650,000 kişi gözaltına alınmış, 1,683,000 kişi fişlenmiş, açılan 210,000 davada 230,000 kişi yargılanmış, 7,000 kişi için idam cezası istenmiş, 517 kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi asılmıştır.
1950'de kurulan ve Türkiye’nin dünyada önemli bir saygınlık kaynağı olan PEN Yazarlar Derneği de 12 Eylül terörü yüzünden kapanmıştır. On yıllık karanlık bir dönemden sonra Yaşar Kemal’in öncülüğünde tekrar kurulmuştur. Cunta işkencelerden, idamlardan ve yargısız infazlardan sorumludur. İnsan haklarını hiçe saymıştır. Yurttaş hakları daha da kısıtlanan ve demokratik alan bulamayan pek çok kişinin şiddete yönelmesine yol açmıştır. Cunta Türk-Kürt ayırımcılığını körüklemiş, bölücülük yapmıştır. Ayrıca, darbeciler eleştirel ve bilimsel düşünüşü baskı altına alarak şeriatçılığın gelişmesinde rol oynamıştır. Terör kim ne gerekçeyle yaparsa yapsın terördür. ABD’nin onayı ile yapılan 12 Eylül darbesi Türkiye’ye büyük zararlar veren bir terör eylemidir. Ve Diyarbakır Cezaevi devlet terörünün en ağır yaşandığı yer olmuştur.
Yurttaşlar, bütün bunların hesabı sorulmayacak mıdır?
12 Eylül teröründen sorumlu cunta üyeleri yargı önünde hesap vermiş değildir. Onlar yargılanmadan Türkiye’de adaletten söz edilemez. Yazarlar cuntacıların yargılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma girişimini haklı bulmakta, desteklemektedir. PEN Türkiye Merkezi bu davada elbette müdahil olacaktır.
Benzer devlet terörünün tekrar yaşanmaması yolunda önemli bir adım olarak, dikta anayasası çağdaş yurttaşlık ve hukuk bilinci ile aşılmalı, laiklik ve demokrasinin gelişmesi yönünde yeni bir anayasa yapılmalıdır.
PEN üyeleri gerek cuntanın yargılanması gerekse laik ve demokratik bir anayasa hazırlanması konularında kendi görevinin bilincinde ve eylemindedir.
Tarık Günersel
Başkan
PEN Türkiye Merkezi