PEN, TYS ve TED'nin Ortak Açıklaması: "Tam Harold Pinter’lık"
28Aralık2008,Pazar
Suçlusun, çünkü olmadığın yerde vardın ve bilmediğin dilde propaganda yaptın.
Değerli şairimiz Şükrü Erbaş’ın başına getirilen sizin de başınıza getirilebilir: “2002 genel seçimlerinde, DEHAP çatısı altında seçime giren Emek-Barış-Demokrasi bloğundan Antalya milletvekili adayıydım. Yazan çizen bir grup arkadaşa öneri gelmişti; destek amaçlı bir adaylıktı. (Ahmet Telli İzmir’den, Çerkes Karadağ Ankara’dan adaydı) Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi, seçimlerin hemen ardından, “seçimlerde Türkçenin dışında dil kullanmaktan (Kürtçe konuşmaktan)” dava açtı. Yalnız bana değil, Antalya adayı 13 arkadaşa ve bir parti görevlisine de açıldı dava. İfademde, “Manavgat’a anılan seçim sırasında hiç gitmedim (seçimlerde ben ilçelere gitmemiş, merkezde koşturmuştum); Anadilim Türkçedir; Kürtçe bilmem, bu dava benim açımdan en başından bu nedenlerle geçersizdir” gibilerden bir savunma yaptım. Altı yıl sonra, 5 Aralık 2008 günü tebliğ edildi, 9 ay ceza vermiş mahkeme. Davada, Kürtçe bilmeyen yedi arkadaş da aynı cezayı aldı; ifade ve savunmalarında durumlarını açıkladıkları halde. Bundan daha garip olanı da, 4 yıl önce öldürülmüş olan Hikmet Fidan’a da ceza verilmiş olması.
Temyiz aşaması var ama aslolan, bir mahkemenin hiçbir gerçekliği olmayan ve kendisine doğrusu söylenen bir durumda böyle bir karar vermiş olması. Düşününce, insanı derin bir umutsuzluğa düşüren bir hukuk, adalet, yargı garabeti. Üstelik Heşt TV kurulması, Üniversitelerde Kürdoloji bölümü açılması haberlerinin tartışıldığı, projeye dönüştürüldüğü şu günlerde…”
Kendini yurttaş sanan bir daha düşünsün: Soğuk bir şaka mı her şey? Bu haksızlığı protesto ediyor, hukuk sürecinin Türkiye’de tükenmediğini umuyoruz –her şeye rağmen.
PEN, TYS ve TED'nin Ortak Açıklaması: "Tam Harold Pinter’lık"
Suçlusun, çünkü olmadığın yerde vardın ve bilmediğin dilde propaganda yaptın.
Değerli şairimiz Şükrü Erbaş’ın başına getirilen sizin de başınıza getirilebilir:
“2002 genel seçimlerinde, DEHAP çatısı altında seçime giren Emek-Barış-Demokrasi bloğundan Antalya milletvekili adayıydım. Yazan çizen bir grup arkadaşa öneri gelmişti; destek amaçlı bir adaylıktı. (Ahmet Telli İzmir’den, Çerkes Karadağ Ankara’dan adaydı) Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi, seçimlerin hemen ardından, “seçimlerde Türkçenin dışında dil kullanmaktan (Kürtçe konuşmaktan)” dava açtı. Yalnız bana değil, Antalya adayı 13 arkadaşa ve bir parti görevlisine de açıldı dava. İfademde, “Manavgat’a anılan seçim sırasında hiç gitmedim (seçimlerde ben ilçelere gitmemiş, merkezde koşturmuştum); Anadilim Türkçedir; Kürtçe bilmem, bu dava benim açımdan en başından bu nedenlerle geçersizdir” gibilerden bir savunma yaptım. Altı yıl sonra, 5 Aralık 2008 günü tebliğ edildi, 9 ay ceza vermiş mahkeme. Davada, Kürtçe bilmeyen yedi arkadaş da aynı cezayı aldı; ifade ve savunmalarında durumlarını açıkladıkları halde. Bundan daha garip olanı da, 4 yıl önce öldürülmüş olan Hikmet Fidan’a da ceza verilmiş olması.
Temyiz aşaması var ama aslolan, bir mahkemenin hiçbir gerçekliği olmayan ve kendisine doğrusu söylenen bir durumda böyle bir karar vermiş olması. Düşününce, insanı derin bir umutsuzluğa düşüren bir hukuk, adalet, yargı garabeti. Üstelik Heşt TV kurulması, Üniversitelerde Kürdoloji bölümü açılması haberlerinin tartışıldığı, projeye dönüştürüldüğü şu günlerde…”
Kendini yurttaş sanan bir daha düşünsün: Soğuk bir şaka mı her şey? Bu haksızlığı protesto ediyor, hukuk sürecinin Türkiye’de tükenmediğini umuyoruz –her şeye rağmen.
PEN Başkanı Tarık Günersel tarik.gunersel@pen.org.tr
PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Halil İbrahim Özcan halilibraozcan@hotmail.com
TYS Başkanı Enver Ercan enverercan@yahoo.com
Edebiyatçılar Derneği Başkanı Gökhan Cengizhan gokhancengizhan@yahoo.com