İran; şiirin eski toprakları, bugün, cadde ve sokaklarıyla kana bulanmıştır. Demokrasiyi değil, baskıyı önceleyen her tür iktidar oyununun bitmesi, yerini barışa bırakması dileğiyle, hem ülkemiz, hem de dünya insanlarını, şiddetin bir an önce sona erdirilmesi için çaba göstermeye çağırıyoruz.
PEN Türkiye Merkezi İnci Aral Başkan
İran "PEN" Yazarlar Derneği'nin son olaylarla ilgili açıklaması
16 Haziran 2009-Tahran Bizler güç erkinin ve farklı adaylar ve yönelimlerin oynadığı iktidar oyununa aldırış etmeden, halkın baskılara maruz kalmasını ve özgürlükçü gençlerinin kanının akıtılmasını şiddetle kınıyoruz. Bizler şu an anti demokratik senaryonun kaçınılmaz sonucunu yaşıyoruz. Sendikal haklar sorunu çözülmeden, bütün politik ve kültürel oluşumlar sınırsız özgürlüklere kavuşmadan, içinden geçtiğimiz tarih sürecinde hiçbir sorun çözülemez. Güç erkinin halkın iradesine teslim olmaktan başka bir seçeneği yoktur. Yaşanılan seçim sürecinde zorunlulukla ortaya çıkan ve iktidarın boyun eğdiği küçücük bir pencere halkın bastırılan özgürlük isteklerinin fışkırmasına neden oldu ve tanık olduğumuz büyük bir dalgaya dönüştü.
İran / PEN "Ses ver, sesime"...
Ünlü İranlı Felsefeci Abdulkerim Suruş "binlerce kadın, erkeğin çığlığı yalnız bırakılmamalıdır, tüm dünya aydınları, duyarlı insanların bu çığlığı sahiplenmeleri gerekiyor, güç erki sesimizi, soluğumuzu her türlü olanağı kullanılarak bastırmak, susturmak istiyor...Sesimize ses verin lütfen.. yoksa çok daha vahim ölümler, kıyımlara gebedir şiirin bu eski toprakları"..diyor. Ünlü İranlı yönetmen Muhsin Makhmalbaf son olaylarla ilgili çok çarpıcı noktalara vurgu yaparak dünya aydınlarına seslendi: "şu an İran'da verilen mücadele insan hakları, demokrasi, eşit, hakça paylaşım ve insan onuruna yakışan bir hayat özleminden başka bir şey değildir, milyonlarca insanın sel gibi sokaklarda akması sizleri şaşırtmasın, bu sürece bir günde, bir haftada varılmadı, tam 30 senelik çetin-zor bir süzgeçten geçerek varıldı, bu hareket hiç kimseye, hiçbir uluslararası kurum, kuruluşa "diyet borcu" yoktur, olmadık sıfatlar, tanımlar, yönlendirmelere yer bırakmayacak kadar radikal ve açık mesajlar barındırıyor halkın dev hareketi. Ülke kaynaklarını gereksiz "işler" ve "alanlarda" talan edenlerle ciddi bir hesaplaşmadır. En ufak bir özgürlük alanını kendi halkına çok gören ama tarih boyunca bu halkı hep sırtından vuranlara sonsuz destek sağlayanlarla tarihi bir hesaplaşmadır. İran tarihini az çok bilenler bu sürecin nihai sonucu hakkında da mutlaka bir fikirleri vardır. Taşlar yerinden oynadı mı kimse onları durduramaz artık.
Ya da bu halkı iptal ederek yerine başka bir halk bulsunlar!.."
* * *
"Şairler halk ormanının dallarıdır, bir başkasının bahçesindeki sümbül veya yasemenler değildirler. Bugünkü şair halkın dudakları ile tebessüm ediyor, O şiir yazıyor, Yani o ihtiyar şehrin yaralarına el atıyor, O kendi nağmesi ile Boşalmış soğuk yüreklere hayat veriyor." -(Ahmed Şamlu)
Şairler Halk Ormanının Dallarıdır...
İran; şiirin eski toprakları, bugün, cadde ve sokaklarıyla kana bulanmıştır. Demokrasiyi değil, baskıyı önceleyen her tür iktidar oyununun bitmesi, yerini barışa bırakması dileğiyle, hem ülkemiz, hem de dünya insanlarını, şiddetin bir an önce sona erdirilmesi için çaba göstermeye çağırıyoruz.
PEN Türkiye Merkezi
İnci Aral
Başkan
İran "PEN" Yazarlar Derneği'nin son olaylarla ilgili açıklaması
16 Haziran 2009-Tahran
Bizler güç erkinin ve farklı adaylar ve yönelimlerin oynadığı iktidar oyununa aldırış etmeden, halkın baskılara maruz kalmasını ve
özgürlükçü gençlerinin kanının akıtılmasını şiddetle kınıyoruz. Bizler şu an anti demokratik senaryonun kaçınılmaz sonucunu yaşıyoruz. Sendikal haklar sorunu çözülmeden, bütün politik ve kültürel oluşumlar sınırsız özgürlüklere kavuşmadan, içinden geçtiğimiz tarih sürecinde hiçbir sorun çözülemez. Güç erkinin halkın iradesine teslim olmaktan başka bir seçeneği yoktur.
Yaşanılan seçim sürecinde zorunlulukla ortaya çıkan ve iktidarın boyun eğdiği küçücük bir pencere halkın bastırılan özgürlük isteklerinin fışkırmasına neden oldu ve tanık olduğumuz büyük bir dalgaya dönüştü.
İran / PEN "Ses ver, sesime"...
Ünlü İranlı Felsefeci Abdulkerim Suruş "binlerce kadın, erkeğin çığlığı yalnız bırakılmamalıdır, tüm dünya aydınları, duyarlı
insanların bu çığlığı sahiplenmeleri gerekiyor, güç erki sesimizi, soluğumuzu her türlü olanağı kullanılarak bastırmak, susturmak
istiyor...Sesimize ses verin lütfen.. yoksa çok daha vahim ölümler, kıyımlara gebedir şiirin bu eski toprakları"..diyor.
Ünlü İranlı yönetmen Muhsin Makhmalbaf son olaylarla ilgili çok çarpıcı noktalara vurgu yaparak dünya aydınlarına seslendi: "şu an
İran'da verilen mücadele insan hakları, demokrasi, eşit, hakça paylaşım ve insan onuruna yakışan bir hayat özleminden başka bir şey değildir, milyonlarca insanın sel gibi sokaklarda akması sizleri şaşırtmasın, bu sürece bir günde, bir haftada varılmadı, tam 30
senelik çetin-zor bir süzgeçten geçerek varıldı, bu hareket hiç kimseye, hiçbir uluslararası kurum, kuruluşa "diyet borcu" yoktur,
olmadık sıfatlar, tanımlar, yönlendirmelere yer bırakmayacak kadar radikal ve açık mesajlar barındırıyor halkın dev hareketi. Ülke
kaynaklarını gereksiz "işler" ve "alanlarda" talan edenlerle ciddi bir hesaplaşmadır. En ufak bir özgürlük alanını kendi halkına çok gören ama tarih boyunca bu halkı hep sırtından vuranlara sonsuz destek sağlayanlarla tarihi bir hesaplaşmadır. İran tarihini az çok bilenler bu sürecin nihai sonucu hakkında da mutlaka bir fikirleri vardır. Taşlar yerinden oynadı mı kimse onları durduramaz artık.
Ya da bu halkı iptal ederek yerine başka bir halk bulsunlar!.."
* * *
"Şairler halk ormanının dallarıdır, bir başkasının bahçesindeki sümbül
veya yasemenler değildirler.
Bugünkü şair halkın dudakları ile tebessüm ediyor,
O şiir yazıyor,
Yani o ihtiyar şehrin yaralarına el atıyor,
O kendi nağmesi ile
Boşalmış soğuk yüreklere hayat veriyor." -(Ahmed Şamlu)