Temel ilkelerinden biri düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak olan Pen Yazarlar Derneği, 12 Eylül 2010’da yapılacak anayasa oylamasıyla ilgili bağlayıcı bir karar almamıştır. Ancak; yönetim olarak görüşlerimizi kamu oyuyla paylaşmakta yarar görüyoruz:
1980 darbe anayasasının baskıcı ve gerici yapısını değiştirme iddiasıyla halkoyuna sunulan bu anayasa; tarafsız hukuk otoriteleri ve halkı temsil eden siyasi partilerin mutabakatıyla değil, yalnızca siyasal iktidar tarafından hazırlanmıştır.
İcraatlarıyla demokrasi söylemi arasında inandırıcılık ve tutarlılık bulunmayan; basını yüksek vergi cezalarıyla yıldırıp susturan, muhaliflerini gizli yalancı tanıklar ve sabit olmamış suçlamalarla yıllarca hapislerde tutarak insan hakları ve çağdaş hukuku çiğneyip hiçe sayarken, devlet olanaklarıyla yandaşlarını ihya eden bu yönetimin darbe anayasasını değiştirme aldatmacasıyla bir sivil darbe yapılanmasına zemin hazırladığından kaygı duyuyoruz.
Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmayı, Anayası Mahkemesi'nin demokratik cumhuriyet üzerindeki hukuki güvencesini ve hukuk uygulayıcıların bağımsız karar verme yetkisini tekeline almayı amaçlayan bir anayasa taslağının demokratikleşmeyi sekteye uğratacağı hatta tehlikeye düşüreceği açıktır.
Oysa, toplumsal barış ve uzlaşma, yolsuzlukların önüne geçme, yoksulluğu yenme ve kalkınma, dini siyasete alet etmeme, düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünü sağlama gibi acil çözüm bekleyen sorunlarımız var. İç ve dış gelişmeler Türkiye’yi ciddi bir kavşak noktasına getirmiş durumda. Birliğe beraberliğe sahip çıkmak, bir dikta yönetimine savrulmamak için doğru karar vermek zorundayız.
YÖK yasasını değiştirmeyi, seçim barajını düşürmeyi, dokunulmazlıkların kısmen de olsa kaldırılmasını öngörmeyen, kadın ve çocukların korunmasının düzenleyen maddelerinin içi doldurulmamış, sendikal hak ve özgürlüklerin sözde kaldığı ve hatta geriletildiği, yangından mal kaçırır gibi aceleye getirilmiş bu anayasa taslağının hiçbir bakımdan ülkemizin ve halkımızın yararına olmadığı görüşündeyiz.
Bugün Türkiye’nin, yamalı 12 eylül anayasalarına değil hak ve özgürlükleri genişletecek yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Üyelerimizin ve sağduyulu yurttaşlarımızın oylarını kullanırlarken bu gerçeğe uygun olarak ve insanımızın, ülkemizin, demokrasimizin geleceğini düşünerek karar vereceklerine eminiz.
Kamuoyuna
Temel ilkelerinden biri düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak olan Pen Yazarlar Derneği, 12 Eylül 2010’da yapılacak anayasa oylamasıyla ilgili bağlayıcı bir karar almamıştır. Ancak; yönetim olarak görüşlerimizi kamu oyuyla paylaşmakta yarar görüyoruz:
1980 darbe anayasasının baskıcı ve gerici yapısını değiştirme iddiasıyla halkoyuna sunulan bu anayasa; tarafsız hukuk otoriteleri ve halkı temsil eden siyasi partilerin mutabakatıyla değil, yalnızca siyasal iktidar tarafından hazırlanmıştır.
İcraatlarıyla demokrasi söylemi arasında inandırıcılık ve tutarlılık bulunmayan; basını yüksek vergi cezalarıyla yıldırıp susturan, muhaliflerini gizli yalancı tanıklar ve sabit olmamış suçlamalarla yıllarca hapislerde tutarak insan hakları ve çağdaş hukuku çiğneyip hiçe sayarken, devlet olanaklarıyla yandaşlarını ihya eden bu yönetimin darbe anayasasını değiştirme aldatmacasıyla bir sivil darbe yapılanmasına zemin hazırladığından kaygı duyuyoruz.
Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmayı, Anayası Mahkemesi'nin demokratik cumhuriyet üzerindeki hukuki güvencesini ve hukuk uygulayıcıların bağımsız karar verme yetkisini tekeline almayı amaçlayan bir anayasa taslağının demokratikleşmeyi sekteye uğratacağı hatta tehlikeye düşüreceği açıktır.
Oysa, toplumsal barış ve uzlaşma, yolsuzlukların önüne geçme, yoksulluğu yenme ve kalkınma, dini siyasete alet etmeme, düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünü sağlama gibi acil çözüm bekleyen sorunlarımız var. İç ve dış gelişmeler Türkiye’yi ciddi bir kavşak noktasına getirmiş durumda. Birliğe beraberliğe sahip çıkmak, bir dikta yönetimine savrulmamak için doğru karar vermek zorundayız.
YÖK yasasını değiştirmeyi, seçim barajını düşürmeyi, dokunulmazlıkların kısmen de olsa kaldırılmasını öngörmeyen, kadın ve çocukların korunmasının düzenleyen maddelerinin içi doldurulmamış, sendikal hak ve özgürlüklerin sözde kaldığı ve hatta geriletildiği, yangından mal kaçırır gibi aceleye getirilmiş bu anayasa taslağının hiçbir bakımdan ülkemizin ve halkımızın yararına olmadığı görüşündeyiz.
Bugün Türkiye’nin, yamalı 12 eylül anayasalarına değil hak ve özgürlükleri genişletecek yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Üyelerimizin ve sağduyulu yurttaşlarımızın oylarını kullanırlarken bu gerçeğe uygun olarak ve insanımızın, ülkemizin, demokrasimizin geleceğini düşünerek karar vereceklerine eminiz.
İNCİ ARAL
PEN YAZARLAR DERNEĞİ BAŞKANI