PEN Silivri Hapishanesi'nde Mustafa Balbay ve Soner Yalçın'la Görüştü
8Mart2011,Salı
PEN Yönetim Kurulu'nun 1.3.2011 tarihli toplantısında aldığı karar uyarınca, 3.MART.2011 tarihinde Silivri Hapishanesi'nde tutuklu bulunan gazeteciler Mustafa Balbay ve Soner Yalçın ile görüşme yapılmıştır.
İlk görüşme 1 no’lu hapishanede bulunan Soner Yalçın ile yapılmıştır. Görüşmede, PEN ilkeleri doğrultusunda, düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü ihlali ile karşı karşıya kalan yazarların, kısıtlanan özgürlüklerine karşı mücadele için PEN'in her türlü yasal ve demokratik girişimlerde bulunduğu ve destek olduğu anlatılmıştır.
Görüşmede yazar Soner Yalçın, muhalif bir yazar olarak, tüm muhaliflerin bir siber saldırı altında bulunduklarını, yapılan aramalarda, 4500 kaset, 900 CD ve 15 bilgisayara el konulduğunu, ancak tüm kalabalık delil yığını içinde bilgisayarlardan birisine spam olarak gönderilen bir dosyanın hemen bulunduğunu, bu dosya ve içeriğini kendileri ile ilgisini bulunmadığını belirtmiştir. Soner Yalçın, kendisinin bir yazar ve gazeteci olduğunu, tutuklanmasının bu durumu değiştirmediğini, mesleğini yapmayı sürdürdüğünü belirtmiştir. Ancak içinde bulunduğu koşullarda, kütüphane ve bilgisayar odasının olmadığını, yazıları elle yazmak zorunda kaldıklarını, spor olanağının olmadığını, sadece hücrede kalındığını, ortak savunma yapma koşullarının bulunmadığını tüm gözaltı ve sorgu süreçlerinin insan haklarına aykırı bir biçimde işlediğini dile getirmiştir. Bunun da ötesinde, 28 Şubatta gece saat 3'de koğuş değiştirildiğini yeni yapılmış, ıslak ve soğuk olmasının yanında, hâlâ inşaat kalıntılarının bulunduğu koğuşlarda temizliği bile kendilerinin yapmak zorunda kaldıklarını anlatmıştır.
Görüşme sonunda, PEN olarak, ulusal ve ulusalüstü hukuk kuralları ve demokratik çerçevede tutuklu yazarlara destek koşulları anlatılmıştır. Tutuklu yazar-gazeteci Mustafa Balbay ile aynı gün Soner Yalçın'dan sonra görüşülmüştür. Balbay 1 no’lu hapishanede, tek kişi olarak müşahede koğuşunda kalmaktadır. Kendi durumunu, hapishane içinde hapishane olarak tanımlayan Balbay, Soner Yalçın'ın saptamalarına benzer koşulların varlığını belirtmiştir. Kaldığı tek kişilik koğuşta, bulaşıklarını tuvalet musluğunda yıkamak zorunda kalan Balbay, hapishanenin yapım öncesinde AB koşullarına göre bir tasarlama yapıldığını ancak, ancak yapım aşamasında projenin değiştirildiğini, hatta hapishanenin hukuken teslimi yapılmadan kendilerini içeriye konulduğu bilgisini vermiştir. Kaldığı müşahede koğuşu, yeni gelen tutukluların ilk gözlem altında tutulmaları için yapılan bir yer olması nedeniyle, uzun süre kalınma koşullarına sahip değildir. Ancak, kendisine, sürekli bu koğuşta kalacağı söylenmiştir. Mustafa Balbay'a, bir tecrit uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Görüşme yapılan her iki yazar da üzerlerine atılı tüm suçlamaları reddettikleri gibi, yazı yazmaya devam etmektedirler.
PEN Silivri Hapishanesi'nde Mustafa Balbay ve Soner Yalçın'la Görüştü
PEN Yönetim Kurulu'nun 1.3.2011 tarihli toplantısında aldığı karar uyarınca, 3.MART.2011 tarihinde Silivri Hapishanesi'nde tutuklu bulunan gazeteciler Mustafa Balbay ve Soner Yalçın ile görüşme yapılmıştır.
İlk görüşme 1 no’lu hapishanede bulunan Soner Yalçın ile yapılmıştır. Görüşmede, PEN ilkeleri doğrultusunda, düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü ihlali ile karşı karşıya kalan yazarların, kısıtlanan özgürlüklerine karşı mücadele için PEN'in her türlü yasal ve demokratik girişimlerde bulunduğu ve destek olduğu anlatılmıştır.
Görüşmede yazar Soner Yalçın, muhalif bir yazar olarak, tüm muhaliflerin bir siber saldırı altında bulunduklarını, yapılan aramalarda, 4500 kaset, 900 CD ve 15 bilgisayara el konulduğunu, ancak tüm kalabalık delil yığını içinde bilgisayarlardan birisine spam olarak gönderilen bir dosyanın hemen bulunduğunu, bu dosya ve içeriğini kendileri ile ilgisini bulunmadığını belirtmiştir. Soner Yalçın, kendisinin bir yazar ve gazeteci olduğunu, tutuklanmasının bu durumu değiştirmediğini, mesleğini yapmayı sürdürdüğünü belirtmiştir. Ancak içinde bulunduğu koşullarda, kütüphane ve bilgisayar odasının olmadığını, yazıları elle yazmak zorunda kaldıklarını, spor olanağının olmadığını, sadece hücrede kalındığını, ortak savunma yapma koşullarının bulunmadığını tüm gözaltı ve sorgu süreçlerinin insan haklarına aykırı bir biçimde işlediğini dile getirmiştir. Bunun da ötesinde, 28 Şubatta gece saat 3'de koğuş değiştirildiğini yeni yapılmış, ıslak ve soğuk olmasının yanında, hâlâ inşaat kalıntılarının bulunduğu koğuşlarda temizliği bile kendilerinin yapmak zorunda kaldıklarını anlatmıştır.
Görüşme sonunda, PEN olarak, ulusal ve ulusalüstü hukuk kuralları ve demokratik çerçevede tutuklu yazarlara destek koşulları anlatılmıştır.
Tutuklu yazar-gazeteci Mustafa Balbay ile aynı gün Soner Yalçın'dan sonra görüşülmüştür. Balbay 1 no’lu hapishanede, tek kişi olarak müşahede koğuşunda kalmaktadır. Kendi durumunu, hapishane içinde hapishane olarak tanımlayan Balbay, Soner Yalçın'ın saptamalarına benzer koşulların varlığını belirtmiştir. Kaldığı tek kişilik koğuşta, bulaşıklarını tuvalet musluğunda yıkamak zorunda kalan Balbay, hapishanenin yapım öncesinde AB koşullarına göre bir tasarlama yapıldığını ancak, ancak yapım aşamasında projenin değiştirildiğini, hatta hapishanenin hukuken teslimi yapılmadan kendilerini içeriye konulduğu bilgisini vermiştir. Kaldığı müşahede koğuşu, yeni gelen tutukluların ilk gözlem altında tutulmaları için yapılan bir yer olması nedeniyle, uzun süre kalınma koşullarına sahip değildir. Ancak, kendisine, sürekli bu koğuşta kalacağı söylenmiştir. Mustafa Balbay'a, bir tecrit uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Görüşme yapılan her iki yazar da üzerlerine atılı tüm suçlamaları reddettikleri gibi, yazı yazmaya devam etmektedirler.
Saygılarımla,
Sabri Kuşkonmaz
PEN Genel Sekreteri