Bosna-Hersek Görüşmeleri

23 Mayıs 2011, Pazartesi

Nüfusu 4 milyon olan Bosna-Hersek Federal Cumhuriyeti’nin Kültür ve Spor Bakanı Salmir Kaplan genç bir Türkolog. Lisansüstü çalışmasını İstanbul Üniversitesi’nde yapmış. Saraybosna’daki makamında PEN, Bosna-Hersek ve Türkiye hakkında bir saat kadar görüştük, sohbeti İstanbul’da sürdürmeye karar verdik.

Bosna-Hersek PEN Kulübü 13-17 Mayıs 2011 günlerinde beni Uluslararası Yönetim Kurulu üyesi ve Türkiye PEN Başkanı olarak ağırladı. B&H PEN Başkanı Prof. Dr. Zvonimir Radeljkovic ile 2010 Tokyo Kongresi’nde tanışmış, Sırp PEN Kulübü’nün Belgrad’da düzenlediği bölge toplantısında da görüşmüştük. Şair ve PEN Yöneticisi Ferida Durakovic PEN B&H merkezinin öbür temel direklerinden.
Yoğun program Heinrich Böll Vakfı’nın mali desteği ile gerçekleşti. Böll bir dönem PEN’in Uluslararası Başkanı olarak görev yapmıştır. Seçilmesinde o kongreye resmî delegemiz olarak katılan Ülkü Tamer’in oyunun belirleyici rolü olmuştu.

Saraybosna’da 1992’de başlayan ağır kuşatmada kurulan SARTR (Saraybosna Savaş Tiyatrosu) kurucusu dramaturg, şair ve yazar Safet Plakalo ile tanışırsanız, bir saati aşan görüşmemizin tadını hayal edebilirsiniz. SARTR’ın zorlu kuruluş ve yaşayışı hakkında bilgi verdi. Ben de İstanbul Şehir Tiyatrosu ile Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ne değindim. Piyeslerim hakkında bilgi rica etti, Zırhlı Kurt’un Boşnakçaya çevrilmesini arzuladı. 

Mostar yolunda Naretva nehri bize Tito önderliğinde Nazilere direnişi hatırlattı; “Naretva Köprüsü” filmini tekrar izlemeye karar verdim. Mostar’da iç savaştan on beş yıl sonra, birçok bina hâlâ harabe halinde. Dört yüz yıllık Mostar Köprüsü’nün Hırvat ateşiyle yıkılışı ve yeniden inşa süreci hakkındaki belgeler ve müze gözyaşına yol açtı. Modern bir Müslüman olan genç Nelis bizi bu özel şehirde iki saat gezdirdi. Mostar Üniversitesi’nde öğretim üyesi Selma Reljavic’in çağrısıyla gelen öğrencilere Dünya Yazarlar Birliği PEN ve edebiyat hakkında seminer verdim. 1994’te Bosna hakkında Batı’ya hitaben İngilizce yazdığım şiir buluşmayı güçlendirdi. Mirsada Hanım babasının iç savaşta öldürülmüş olduğunu belirtirken vurgu yapmadı. Ama yemekte ben değindiğim bir konuda soruna yol açmak istemediğimi söyleyince güldü, “Burası Bosna, sorun yaratmak serbest, nasıl olsa kimse hesap sormaz,” dedi.

Nüfusu 600 bin olan Saraybosna’nın eski bölgesine ‘Başçarşıya’ diyorlar. Kahve ile ‘rahat lokum’ (bu Türkçe ifadeyi kullanıyorlar) yemek âdetten. Eşim Füsun ile giderken hediye olarak birkaç paket lokum götürdüğümüz için güldük.

Yeni merkezdeki bir galeride dört liseden seçilmiş edebiyatsever Boşnak, Sırp ve Hırvat öğrencilere kökenimizi seçmediğimizi, daha iyi bir dünya için edebiyat ve kültür ağırlıklı etkileşimin önemini vurguladım. Gezegendeki bütün PEN üyelerinin şeklen farklı merkezlerde olsalar bile Dünya Yazarlar Birliği üyeleri olarak aynı kurumda olduklarını belirttim. Türkiye PEN Kulübü’nde Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Gürcüce ve başka dillerde yazan üyeler bulunduğunu, bu çeşitliliğin PEN ruhuna uygun olduğunu söyledim. Çokdilli yapı B&H PEN’de de var.

Saraybosna Felsefe Fakültesi’nde Prof. Dr. Kerima Filan başkanlığındaki Türkoloji ekibinin öğrencilerine iki saatlik seminer edebiyat ağırlıklı oldu. Bir gün önce Mostar Köprüsü bağlamında yazdığım görsel şiir ilgilerini çekti. Yazının icadını temel alıp bu yılı 6011 sayışımı eğlenceli ve düşündürücü buldular.

B&H PEN ofisi iki oda bir salonlu bir apartman dairesi. Savaştan sonra PEN’e tahsis edilmiş; kira dertleri yok. Bazı B&H ve Makedon PEN üyeleri ile görüştük. Bir yazar Diyarbakır’dan yeni döndüğünü belirtti. 

Bosna-Hersek hükümetinin din dersi bağlamındaki kararına Saraybosna müftüsünün tepkisi irkiltici. Bir dergi için yapılan röportajda “seçmeli din derslerinde alınan notların üniversite bağlamında dikkate alınmaması” kararını doğru bulduğumu belirttim, müftünün tehditkâr açıklamasını eleştirdim.

Görüşmelerde Türkiye’de tutuklu ve hükümlü yazar, gazeteci ve çevirmenlerin durumuna dikkat çektim.

Saraybosna saldırıya uğrayınca 1992’de kurulan B&H PEN Kulübü gelecek yıl 20. Kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Nice yıllara, barış içinde!
B&H PEN Kulübü’nün Türkiye PEN Kulübü’ne selamı var. En azından benim açımdan verimli geçen buluşmalar için B&H PEN kulübüne, Heinrich Böll Vakfı’na ve katkıda bulunan herkese teşekkür ederim. Bütün PEN kulüpleri kardeştir; aynı federatif bütünün parçalarıdırlar. Öte yandan, kültürel ve coğrafî yakınlıklar ilişkileri kolaylaştırabilir. Türkiye PEN Kulübü’nün Bosna-Hersek PEN Kulübü ile ilişkilerinin gelişmesini dilerim.

Tarık Günersel

Share Box