eması Defence of Poetry – Poetics of New Experience (Şiirin Savunulması – Yeni Deneyimlerin Poetikası) olan 4. PEN Balkan Bölgesel Konferansı, 1-4 Kasım 2012 tarihlerinde, Sırp PEN Merkezi’nin ev sahipliğinde Belgrad’da gerçekleştirildi.
Etkinlikler, 1 Kasım Perşembe günü PEN Merkezi binasında yapılan karşılama kokteyli ve Sloven şair Tomaž Šalamun’un Belgrad Kültür Merkezi Sinema Salonu’ndaki şiir dinletisiyle başladı. Dinletinin ardından Salamun’la şiir üzerine kısa bir söyleşi yapıldı.
2 Kasım Cuma günü Sırp PEN Merkezi Başkanı Vida Ognjenovic’in konuşmasıyla saat 10.00’da başlayan konferans sunumlarının ilki Vladimir Kopicl (Sırbistan), Gonca Özmen (Türkiye), Titos Patrikios (Yunanistan), Silvia Choleva (Bulgaristan) ve Tonko Maroević (Hırvatistan)’in konuşmaları ile sona erdi. Vida Ognjenovic, “Şiiri şiir yazarak savunabiliriz. Şiir kendini ancak şiirle savunur.” dedi ve düşüncelerini örneklerle somutladı. Vladimir Kopicl, edebiyatın ve şiirin kapitalist sistemde giderek daha çok marjinalleştirilmesinden yakındı. Gonca Özmen konuşmasına Türkiye’deki açlık grevleri ile başladı, yazar, aydın ve sanatçıların bu konudaki açıklamalarından örnekler vererek, düşünce ve ifade özgürlüğü konusu ile şiir savunmasını birleştirdi. Sonrasında ise çağdaş Türk şiiri hakkında bilgiler vererek, kültürlerarası diyaloğun önemi üzerinde durdu. Titos Patrikios, “Şiiri kime ve neye karşı savunacağız?”, “Ne için yazıyoruz?” soruları bağlamında konuştu. Silvia Choleva, dijital çağın ve dijital kültürün imkanlarının kullanılmasıyla şiirin daha çok okura ulaşabileceği düşüncesini detaylandırdı. Tonko Maroević ise Shelley’den, Hölderlin ve Ovid’den örneklerle şiirin savunmasının gelenekle mümkün olacağını belirtti.
Davetli şair ve yazarlar saat 13.00’de basın mensupları ile görüştüler. 16.00-18.00 arasında yapılan sunumlarda ise Zvonko Maković (Hırvatistan), Laslo Blasković (Sırbistan), Goran Stanković (Sırbistan), Ivo Svetina (Slovenya) ve Edvard Kovać (Slovenya) görüşlerini paylaştılar. Maković internet çağının sağladığı olanakların dünya ile fiziksel temas kurmamızı engellediğinden ve bu fiziksel temasın şiirle ilişkisinden söz etti. Laslo Blasković, şiir-düzyazı ilişkisi üzerinde durdu. “Şiirde ne kadar düzyazı, düzyazıda ne kadar şiir var?” sorusu bağlamında düşüncelerini tartıştı. Goran Stanković, dijital kültürün karşısına şaman kültürünü koyarak, şairlerin şaman özelliklerine sahip kişiler oldukları düşüncesini açımladı. Ivo Svetina da şiirin gelenekle ilişkisi bağlamında düşüncelerini paylaştı. Edvard Kovać ise şiirsel sözün özellikle totaliter rejimlerde tehlikeli sayıldığından oldu ve şairlerin her zaman Prometheus gibi cezalandırılabileceğinden söz etti. Tehlike, ceza, varoluş, yaratıcılık, şeytani öz konularını felsefi bir bakışla irdeledi. 19.00’da Belgrad Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde 18 şairin katılımıyla şiir dinletisi yapıldı.
3 Kasım Cumartesi saat 10.00’da Vera Čejkovska (Makedonya), Katica Ćulavkova (Makedonya) ile Gojko Božović (Sırbistan) konuşma yaptı. Vera Čejkovska, düşüncelerini kibernetik teorisinden hareketle anlattı. Beyin kimyası, kaos teorisi, postmodernizm, dil zekası konularını bilimsel bir dille ele aldı. Katica Ćulavkova, kişisel yazma deneyimlerinden hareketle, “Şiir yazan kişiyi nasıl tanımlayabiliriz? Şiir yazan kişi savunma gücünü nereden alır?” gibi alt başlıklarda düşüncelerini paylaştı. Gojko Božović ise şiiri, modern zamanın hız algısı, sınırsız eğlence arzusu, reklam ağırlıklı, kuru ve yapay dili ve pragmatizm beklentisine karşı savunmamız gerektiğini vurguladı. Ardından Zvonko Maković yapılan tüm sunumları özetledi ve konferansın ana teması belirlenmiş oldu: “Şiir, şiir yazarak savunulur.”
12.30’da PEN Balkan Ağı buluşması, Sırbistan başta olmak üzere, Hırvatistan, Slovenya, Macaristan, Makedonya, Bulgaristan ve Türkiye PEN temsilcilerinin katılımı ile başladı. Çalışmalarına bir yıl kadar önce başlayan PEN Balkan Ağı hakkında bilgiler verildi. Kültürler arası etkileşimde öncülük edeceği düşünülen Balkan PEN Balkan Ağı’na üyelik çağrısı yapıldı. İlk üç yıl ana merkezin Sırp PEN Merkezi olacağı Balkan Ağı’nda her üç yılda bir ana merkezin değişeceği bilgisi verildi. Edebiyat festivallerinin, buluşmaların, konferansların, çeviri atölyelerinin, okumaların yapılmasının planlandığı PEN Balkan Ağı’nda programların yıllık ya da mevsimlik olacağı belirtildi.
Türkiye’de yaşanan açlık grevleri, düşünce ve ifade özgürlüğü ihlali konularını ilgiyle dinleyen, sorular soran ve bu sıkıntıları vicdanlarıyla paylaşan değerli PEN temsilcileri bu konuda ülkemiz yazar, aydın ve sanatçılarının kaygılarını paylaştıklarına dair bir bildiri kaleme aldılar ve Türkiye PEN Merkezi Başkanı Tarık Günersel’e gönderdiler. 19.00’da ise Belgrad’a 1 saat uzaklıktaki Novi Sad’da 16 şairin katılımıyla şiir dinletisi gerçekleştirildi.
4 Kasım Pazar günü Belgrad’a yaklaşık 2 saat mesafedeki Sremski Karlovci’ye bir gezi düzenlendi ve 19.00’da Subotica adlı şehirde 12 şairin katılımıyla yapılan şiir dinletisi ile etkinlikler sona ermiş oldu.
4.PEN Balkan Konferansı Belgrad'da Yapıldı
eması Defence of Poetry – Poetics of New Experience (Şiirin Savunulması – Yeni Deneyimlerin Poetikası) olan 4. PEN Balkan Bölgesel Konferansı, 1-4 Kasım 2012 tarihlerinde, Sırp PEN Merkezi’nin ev sahipliğinde Belgrad’da gerçekleştirildi.
Etkinlikler, 1 Kasım Perşembe günü PEN Merkezi binasında yapılan karşılama kokteyli ve Sloven şair Tomaž Šalamun’un Belgrad Kültür Merkezi Sinema Salonu’ndaki şiir dinletisiyle başladı. Dinletinin ardından Salamun’la şiir üzerine kısa bir söyleşi yapıldı.
2 Kasım Cuma günü Sırp PEN Merkezi Başkanı Vida Ognjenovic’in konuşmasıyla saat 10.00’da başlayan konferans sunumlarının ilki Vladimir Kopicl (Sırbistan), Gonca Özmen (Türkiye), Titos Patrikios (Yunanistan), Silvia Choleva (Bulgaristan) ve Tonko Maroević (Hırvatistan)’in konuşmaları ile sona erdi. Vida Ognjenovic, “Şiiri şiir yazarak savunabiliriz. Şiir kendini ancak şiirle savunur.” dedi ve düşüncelerini örneklerle somutladı. Vladimir Kopicl, edebiyatın ve şiirin kapitalist sistemde giderek daha çok marjinalleştirilmesinden yakındı. Gonca Özmen konuşmasına Türkiye’deki açlık grevleri ile başladı, yazar, aydın ve sanatçıların bu konudaki açıklamalarından örnekler vererek, düşünce ve ifade özgürlüğü konusu ile şiir savunmasını birleştirdi. Sonrasında ise çağdaş Türk şiiri hakkında bilgiler vererek, kültürlerarası diyaloğun önemi üzerinde durdu. Titos Patrikios, “Şiiri kime ve neye karşı savunacağız?”, “Ne için yazıyoruz?” soruları bağlamında konuştu. Silvia Choleva, dijital çağın ve dijital kültürün imkanlarının kullanılmasıyla şiirin daha çok okura ulaşabileceği düşüncesini detaylandırdı. Tonko Maroević ise Shelley’den, Hölderlin ve Ovid’den örneklerle şiirin savunmasının gelenekle mümkün olacağını belirtti.
Davetli şair ve yazarlar saat 13.00’de basın mensupları ile görüştüler. 16.00-18.00 arasında yapılan sunumlarda ise Zvonko Maković (Hırvatistan), Laslo Blasković (Sırbistan), Goran Stanković (Sırbistan), Ivo Svetina (Slovenya) ve Edvard Kovać (Slovenya) görüşlerini paylaştılar. Maković internet çağının sağladığı olanakların dünya ile fiziksel temas kurmamızı engellediğinden ve bu fiziksel temasın şiirle ilişkisinden söz etti. Laslo Blasković, şiir-düzyazı ilişkisi üzerinde durdu. “Şiirde ne kadar düzyazı, düzyazıda ne kadar şiir var?” sorusu bağlamında düşüncelerini tartıştı. Goran Stanković, dijital kültürün karşısına şaman kültürünü koyarak, şairlerin şaman özelliklerine sahip kişiler oldukları düşüncesini açımladı. Ivo Svetina da şiirin gelenekle ilişkisi bağlamında düşüncelerini paylaştı. Edvard Kovać ise şiirsel sözün özellikle totaliter rejimlerde tehlikeli sayıldığından oldu ve şairlerin her zaman Prometheus gibi cezalandırılabileceğinden söz etti. Tehlike, ceza, varoluş, yaratıcılık, şeytani öz konularını felsefi bir bakışla irdeledi. 19.00’da Belgrad Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde 18 şairin katılımıyla şiir dinletisi yapıldı.
3 Kasım Cumartesi saat 10.00’da Vera Čejkovska (Makedonya), Katica Ćulavkova (Makedonya) ile Gojko Božović (Sırbistan) konuşma yaptı. Vera Čejkovska, düşüncelerini kibernetik teorisinden hareketle anlattı. Beyin kimyası, kaos teorisi, postmodernizm, dil zekası konularını bilimsel bir dille ele aldı. Katica Ćulavkova, kişisel yazma deneyimlerinden hareketle, “Şiir yazan kişiyi nasıl tanımlayabiliriz? Şiir yazan kişi savunma gücünü nereden alır?” gibi alt başlıklarda düşüncelerini paylaştı. Gojko Božović ise şiiri, modern zamanın hız algısı, sınırsız eğlence arzusu, reklam ağırlıklı, kuru ve yapay dili ve pragmatizm beklentisine karşı savunmamız gerektiğini vurguladı. Ardından Zvonko Maković yapılan tüm sunumları özetledi ve konferansın ana teması belirlenmiş oldu: “Şiir, şiir yazarak savunulur.”
12.30’da PEN Balkan Ağı buluşması, Sırbistan başta olmak üzere, Hırvatistan, Slovenya, Macaristan, Makedonya, Bulgaristan ve Türkiye PEN temsilcilerinin katılımı ile başladı. Çalışmalarına bir yıl kadar önce başlayan PEN Balkan Ağı hakkında bilgiler verildi. Kültürler arası etkileşimde öncülük edeceği düşünülen Balkan PEN Balkan Ağı’na üyelik çağrısı yapıldı. İlk üç yıl ana merkezin Sırp PEN Merkezi olacağı Balkan Ağı’nda her üç yılda bir ana merkezin değişeceği bilgisi verildi. Edebiyat festivallerinin, buluşmaların, konferansların, çeviri atölyelerinin, okumaların yapılmasının planlandığı PEN Balkan Ağı’nda programların yıllık ya da mevsimlik olacağı belirtildi.
Türkiye’de yaşanan açlık grevleri, düşünce ve ifade özgürlüğü ihlali konularını ilgiyle dinleyen, sorular soran ve bu sıkıntıları vicdanlarıyla paylaşan değerli PEN temsilcileri bu konuda ülkemiz yazar, aydın ve sanatçılarının kaygılarını paylaştıklarına dair bir bildiri kaleme aldılar ve Türkiye PEN Merkezi Başkanı Tarık Günersel’e gönderdiler. 19.00’da ise Belgrad’a 1 saat uzaklıktaki Novi Sad’da 16 şairin katılımıyla şiir dinletisi gerçekleştirildi.
4 Kasım Pazar günü Belgrad’a yaklaşık 2 saat mesafedeki Sremski Karlovci’ye bir gezi düzenlendi ve 19.00’da Subotica adlı şehirde 12 şairin katılımıyla yapılan şiir dinletisi ile etkinlikler sona ermiş oldu.