Son günlerin yoğunluğunda, geçen haftaki Silivri ziyareti bilgisini iletememiştim. Silivri de asayiş berkemal. Sadece, "asmayalım da besleyelim mi" faşizmi, "Bol bol su verip, sulayalım mı, büyütelim mi.." gibi bir biçim değiştirmiş. İktidarların adları ve sloganları değişse de zihniyet ve yöntem aynı. İçerde, günde 50 litre sıcak su; yıkanma, elbise bulaşık vb için toplam 50 litre. O da musluğu açıp, sıcak su gelinceye kadar, öndeki soğuk suyla nerdeyse 50 litre dolunca sayaç otomotik olarak suyu kesiyor. Soğuk su hakkı da 200 litre... Soğuk musluğu ve sayacı farklı olduğu için, ilk gelen soğuk su ile bir "mahsup" ve telafi de mümkün değil. .. Kısacası, içerde günlük yaşamı kesintiye uğratmak, rutin ve "huzurlu" olmayı, yaratım faaliyetinde bulunacak bir kişisel sorunsuz zaman dilimini olanaksız hale getirerek, yani hapisliği çekilmez kılmak için her şey yapılıyor. İçerdekilerin bir eli 50 litre sıcak su da bir eli 200 litre soğuk suda. Ellerini soğuk sudan sıcak suya.... neyse durum budur. işte.... Bir de, üyemiz Mustafa Balbay bir oyun yazmış. Bu Türkçe ve İngilizce olarak basılacak. İngilizce baskısı Londra fuarına yetişecek. Sevgili Tarık Günersel, PEN'in boş sandalyesine bu kitabı "oturtmak" nasıl olur ya da bir kaç pasaj okunsa? Bu konuda yapılacakları yapacağınızdan emin ve müsterihim..
Rapor 2:
Daha önce yazdığım gibi, PEN merkezine polisler gelip Nihat' Ateş'in IP numarasını istemişlerdi. IP numarası bilgisi bize daha gelmeden, polisler yeniden gelip, ifade vermemiz için tutanak tutup gitmişlerdi. İfade vermemiz gereken yer de Cinayet Büro'ydu. Çünkü, bilgi işlem şube müdürlüğü Vatan'a gidince, internet üzerinden yapılan "hakaret-aşağılama" suçları Gayrettepe'deki Asayiş Müdürlüğü Cinayet Büro'ya verilmiş. Biz de bugün PEN adına Cinayet Büro'ya gidip, daha önce vermiş olduğumuz savcılık ifadelerinden birer örneği, Cinayet Büro'ya verdik! Sonuçta ifade sorununu ve polislerin "gelmezseniz zorla götürürüz" baskısını çözdük... Ama ahir ömürümüzde Cinayet Büro'ya da bir biçimde yolumuz düşmüş oldu. Allah tamanına erdirsin...
Sıcak ve soğuk suyunuz daim olsun dileklerimle Sabri Kuşkonmaz PEN Türkiye Merkezi İç Genel Sekreter
İki Rapor
Rapor 1:
Son günlerin yoğunluğunda, geçen haftaki Silivri ziyareti bilgisini iletememiştim. Silivri de asayiş berkemal. Sadece, "asmayalım da besleyelim mi" faşizmi, "Bol bol su verip, sulayalım mı, büyütelim mi.." gibi bir biçim değiştirmiş. İktidarların adları ve sloganları değişse de zihniyet ve yöntem aynı. İçerde, günde 50 litre sıcak su; yıkanma, elbise bulaşık vb için toplam 50 litre. O da musluğu açıp, sıcak su gelinceye kadar, öndeki soğuk suyla nerdeyse 50 litre dolunca sayaç otomotik olarak suyu kesiyor. Soğuk su hakkı da 200 litre... Soğuk musluğu ve sayacı farklı olduğu için, ilk gelen soğuk su ile bir "mahsup" ve telafi de mümkün değil. .. Kısacası, içerde günlük yaşamı kesintiye uğratmak, rutin ve "huzurlu" olmayı, yaratım faaliyetinde bulunacak bir kişisel sorunsuz zaman dilimini olanaksız hale getirerek, yani hapisliği çekilmez kılmak için her şey yapılıyor. İçerdekilerin bir eli 50 litre sıcak su da bir eli 200 litre soğuk suda. Ellerini soğuk sudan sıcak suya.... neyse durum budur. işte.... Bir de, üyemiz Mustafa Balbay bir oyun yazmış. Bu Türkçe ve İngilizce olarak basılacak. İngilizce baskısı Londra fuarına yetişecek. Sevgili Tarık Günersel, PEN'in boş sandalyesine bu kitabı "oturtmak" nasıl olur ya da bir kaç pasaj okunsa? Bu konuda yapılacakları yapacağınızdan emin ve müsterihim..
Rapor 2:
Daha önce yazdığım gibi, PEN merkezine polisler gelip Nihat' Ateş'in IP numarasını istemişlerdi. IP numarası bilgisi bize daha gelmeden, polisler yeniden gelip, ifade vermemiz için tutanak tutup gitmişlerdi. İfade vermemiz gereken yer de Cinayet Büro'ydu. Çünkü, bilgi işlem şube müdürlüğü Vatan'a gidince, internet üzerinden yapılan "hakaret-aşağılama" suçları Gayrettepe'deki Asayiş Müdürlüğü Cinayet Büro'ya verilmiş. Biz de bugün PEN adına Cinayet Büro'ya gidip, daha önce vermiş olduğumuz savcılık ifadelerinden birer örneği, Cinayet Büro'ya verdik! Sonuçta ifade sorununu ve polislerin "gelmezseniz zorla götürürüz" baskısını çözdük... Ama ahir ömürümüzde Cinayet Büro'ya da bir biçimde yolumuz düşmüş oldu. Allah tamanına erdirsin...
Sıcak ve soğuk suyunuz daim olsun dileklerimle
Sabri Kuşkonmaz
PEN Türkiye Merkezi
İç Genel Sekreter