İngiliz PEN'inden Başbakan Erdoğan'a Mektup:

25 Haziran 2013, Salı

İngiliz PEN'i bağımsız bir soruşturma çağrısında bulunuyor

Uluslar arası yazarlar birliğinin kurucu merkezi English PEN, Başbakan Erdoğan’a Türkiye’de Mayıs 2013’te başlayan gösterilerde insan hakları ihlalleri, özellikle ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarının ihlali konusunda kaygılarını ifade eden bir açık mektup yollamıştır.

Sayın Başbakan,

Uluslar arası yazarlar birliğinin kurucu merkezi English PEN adına, özellikle ifade özgürlüğü hakkı ve barışçıl toplanma hakkını göz önünde bulundurarak, Türkiye’de Mayıs sonu başlayan gösteriler boyunca insan hakkı ihlalleri konusundaki endişelerimizi dile getirmek üzere sizlere yazmaktayız.

English PEN, İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nın yıkımına tepki koymak amacıyla üç hafta süren gösteriler boyunca barışçıl göstericilere karşı polisin aşırı güç kullanımına son derece protesto etmektedir. Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre, en az 7.800 kişi yaralanmış ve en az dört can kaybı yaşanmıştır. English PEN olarak bizi özellikle kaygılandıran ise kardeş birliğimiz PEN Türkiye Merkezi üyesi Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu gazeteci ve yazarların gösterilerde yaralanmasıdır.

Türk yetkililerini polis şiddetine ilişkin tüm iddiaları soruşturmaya ve uygun mercilerde sorumlulara dava açmaya çağırıyoruz.

Gösterilere katılmaları neticesinde gözaltında tutulan göstericilerin olduğu haberleri de bizi oldukça kaygılandırmaktadır. Bu bireylerin çoğunluğunun ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları çiğnenerek tutuklandıkları veya gözaltına alındıkları yönünde çok ciddi endişeler var. Tutuklanan gazeteci ve yazar arkadaşlarımız konusunda özellikle endişe duymaktayız.

Yetkilileri, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları çiğnenerek gözaltına alınan herkesi derhal ve kayıtsız şartsız serbest bırakmaya çağırıyoruz.

Ayrıca, önde gelen yazar ve gazetecilerin makaleler veya sosyal medya aracılığıyla ifade ettikleri görüşleri nedeniyle korkutuldukları ve ölüm tehditleri aldıkları yönündeki haberler de bizi son derece endişelendirmektedir.

Yetkilileri bu tehditleri soruşturmaya ve sorumlularını adalete teslim etmeye davet ediyoruz.

English PEN için bir başka kaygı unsuru da ana akım Türk medyasının gösterileri kısıtlı olarak yayınlaması olmuştur. Son yaşanan olayları yayınlamaları sebebiyle dört TV kanalının cezalandırılması; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun ise ceza gerekçesi olarak “çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verecek” yayınlar yapıldığını göstermesi haberi bizi son derece kaygılandırmıştır.

Öte yandan, BBC Dünya Servisi Direktörü Peter Horrocks 14 Haziran’da yayınladığı bir beyanatta NTV’nin “Dünya Gündemi” [World Agenda] adlı BBC programını yayınlamama kararı ertesinde BBC’nin derhal geçerli olmak üzere NTV’yle ortaklıklarını askıya aldıklarını bildirdi. Horrocks beyanatta şu ifadelere yer verdi: “BBC yayıncılığına herhangi bir müdahale asla kabul edilemez. Türkiye’deki durumun bu denli uluslar arası kaygıya yol açtığı bir zamanda BBC’nin izleyicilere tarafsız hizmet sunması hayati önem arz etmektedir.”

Yetkilileri ve medya sahiplerine, medya kuruluşlarının doğru bir biçimde ve misillemeden korkmayacak şekilde olayları yayınlamasını sağlama konusunda şiddetle çağrıda bulunuyoruz. 

Ana akım medyada sınırlı haber yapıldığı için, hem soysal medya hem yabancı medya kuruluşları devam etmekte olan gösterilerin duyurulmasında mühim bir rol oynadı. Bu nedenle ‘sosyal medya topluma en büyük tehdidi oluşturuyor’ yorumunuzu Twitter’ın gösterileri kontrol altına almak adına engellenebileceği yönündeki haberlerle birlikte cesaret kırıcı buluyoruz. English PEN için daha endişe verici olan durum ise Twitter ve sosyal medyayı asılsız bilgi paylaşmak ve insanları gösteriye katılmaya kışkırtmak için kullanmak suçuyla İzmir’de 25 kişinin tutuklanmış olma ihtimalidir. İçişleri bakanı Muammer Güler de Twitter ve diğer sosyal medya araçlarını düzenlemek adına yetkililerin çalışma yapacağını teyit etti.

Yetkilileri sosyal medya kullanıcılarını soruştururken ve Türkiye’de sosyal medya kullanımını düzenlemeyi düşünürken ifade özgürlüğü hakkına ve halkın haber alma hakkına saygı duymaya çağırıyoruz.

Gösteriler boyunca polisin ve hükümet yetkililerinin tutumlarına dair tam gerçekleri belirlemek ve halkın hükümete olan güvenini yeniden tesis etmesi için bağımsız bir soruşturma gerektiğini düşünüyoruz.

İngiltere’de ve dünya çapında yazarları temsil eden bir kuruluş olarak, Türkiye’deki yazarlar ve gazetecilerle kuvvetli bağlarımız bulunmaktadır ve onların ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma özgürlüklerini kullanma özgürlüklerini kuvvetle desteklemekteyiz. Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslar arası Sözleşmesi ve Avrupa Kişisel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ni imzalayan bir devlet olarak Türk hükümeti bu hakları koruma vaadi vermiştir.

Çağrımıza vereceğiniz cevabı memnuniyetle karşılayacağız.

Saygılarımızla,


Jo Glanville
Director, English PEN

Share Box