7 Haziran 2014 günü İstanbul Mimarlar Odası'nda toplanan 6.Sanatçılar Kurultayı'na Özerk Sanat Konseyi üyesi PEN'i temsilen Başkan Tarık Günersel ile Genel Sekreter Sabri Kuşkonmaz katıldı. Kurultayın sonuç bildirgesi şöyle:
Her iktidar tabiatına uygun düşünce tarzını, ideolojiyi, yaşam biçimini hakim kılacak politikalar üretir. Bu politikanın sanat alanına yansıması, siyasi erk için kaçınılmaz, hatta zorunluluktur. TÜSAK Yasa Tasarısı, onlarca yıllık sanat birikimini dönüştürerek ya da yok ederek iktidarın yaşam felsefesini desteklemek üzere üretilmiş bir tuzaktır. TÜSAK Yasa Tasarısı’yla mücadele sanatın tüm alanlarında örgütlenip insanları bilinçlendirerek yaygınlaştırılmaktadır. Özerk Sanat Konseyi’nin 20 yıldan bu yana sürdürdüğü örgütlü çaba bu mücadelenin temelini oluşturmaktadır. Sanat eğitimi veren kurumlar TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı mücadelenin ayrılmaz parçaları ve Kültür sanat politikalarının sürdürülebilirliğinin garantisidir. Duygusal talepleri ve “benim olsun” ayrışmalarını bir yana bırakarak bir arada olmaya özen göstermeli, aramızdaki bağları güçlendirmeliyiz. ÖSK, örgütlenmek ve örgütlü mücadeleyi sürekli kılmak için olanaktır. TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı kimliğimiz, kişiliğimiz ve haklarımız için ÖSK ile birlikte mücadeleyi hayatın her alanına yaymalıyız.
Sonuç Olarak
- Siyasi iktidarın kültür sanatı doğrudan yöneteceği, ticarileştirip kişiliksiz kılacağı hiçbir yasa tasarısını kabul etmeyeceğiz.
- Sanat mekânlarının kapatılmasına, onarım bahanesiyle karakol yapılmasına ve peşkeş çekilmesine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz.
- Ödenekli sanat kurumlarının varlığı ve yasalarının korunduğu, yaşatıldığı, sanatta özerkliğin esas alındığı yasalar çıkarılmalıdır. Bunun için ÖSK bileşenlerinin üretimleri vardır.
- ÖSK bileşenleriyle birlikte sendika,konfederasyon ve meslek birliği örgütleriyle TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı eylem takvimi belirleyerek karşı duruşu sürekli kılmalıdır.
- Sermayenin 1980 sonrası özelleştirme projeleri sonucu şirketlerin hizmetine sunulan müze ve galeriler ticarethane mantığıyla yönetilmeye başlandı ve sanat üretimi şirketlerin tercihine bağımlı hale geldi. Buna karşı mücadele edilmelidir.
- Sadece mevcut iktidara karşı değil, insan ve onun yarattığı değerleri savunmak için TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı çıkmamız gerektiği basın ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- Yandaşını her alanda ihya eden iktidar, kültür ve sanatı kullanarak ihale ve rant uğruna üretimimizi hiçleştirmemeli. Sanat kurumlarının belirleyeceği gerçekçi nedenlerle destek oranları oluşturulmalıdır.
- Tüm sanat kurumlarının özerklik prensibi yerel ve evrensel ölçekte fikir ve sanat özgürlükleri anayasada açık biçimde güvence altına alınmalıdır.
- Ödenekli sanat kurumlarında iş güvencesi, iş güvenliği, ilgili sanat örgütlerinin görüşleriyle birlikte güvence altına alınmalıdır.
- Yasaklamalar, sansür, hedef gösterme, linç girişimleri asla kabul edilemez. Sansürle, oto-sansürle mücadele sanat emekçilerinin en temel görevlerinden birisidir.
- Tüm sanat alanlarına kamusal destek şarttır. Kamu mali desteği ile işleyiş özerkliği ayrılmaz bir bütünlük olarak birlikte gerçekleşmelidir.
- Sanatçılar ve sanat örgütleri politik farklılıklarını aşarak TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı birlikte mücadele etmelidir.
- Örgütsel sorunlarımızı aşıp sanat örgütlenmelerinin birlikteliği sağlanmalıdır.
- Özerk Sanat Konseyi’nin hazırladığı yasa tasarısı taslağı, bileşenleriyle birlikte gözden geçirilerek güncellenmeli ve temel alınarak değerlendirilmelidir.
6. Sanatçılar Kurultayı Sonuç Bildirgesi
7 Haziran 2014 günü İstanbul Mimarlar Odası'nda toplanan 6.Sanatçılar Kurultayı'na Özerk Sanat Konseyi üyesi PEN'i temsilen Başkan Tarık Günersel ile Genel Sekreter Sabri Kuşkonmaz katıldı. Kurultayın sonuç bildirgesi şöyle:
Her iktidar tabiatına uygun düşünce tarzını, ideolojiyi, yaşam biçimini hakim kılacak politikalar üretir. Bu politikanın sanat alanına yansıması, siyasi erk için kaçınılmaz, hatta zorunluluktur.
TÜSAK Yasa Tasarısı, onlarca yıllık sanat birikimini dönüştürerek ya da yok ederek iktidarın yaşam felsefesini desteklemek üzere üretilmiş bir tuzaktır.
TÜSAK Yasa Tasarısı’yla mücadele sanatın tüm alanlarında örgütlenip insanları bilinçlendirerek yaygınlaştırılmaktadır.
Özerk Sanat Konseyi’nin 20 yıldan bu yana sürdürdüğü örgütlü çaba bu mücadelenin temelini oluşturmaktadır.
Sanat eğitimi veren kurumlar TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı mücadelenin ayrılmaz parçaları ve Kültür sanat politikalarının sürdürülebilirliğinin garantisidir.
Duygusal talepleri ve “benim olsun” ayrışmalarını bir yana bırakarak bir arada olmaya özen göstermeli, aramızdaki bağları güçlendirmeliyiz. ÖSK, örgütlenmek ve örgütlü mücadeleyi sürekli kılmak için olanaktır.
TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı kimliğimiz, kişiliğimiz ve haklarımız için ÖSK ile birlikte mücadeleyi hayatın her alanına yaymalıyız.
Sonuç Olarak
- Siyasi iktidarın kültür sanatı doğrudan yöneteceği, ticarileştirip kişiliksiz kılacağı hiçbir yasa tasarısını kabul etmeyeceğiz.
- Sanat mekânlarının kapatılmasına, onarım bahanesiyle karakol yapılmasına ve peşkeş çekilmesine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz.
- Ödenekli sanat kurumlarının varlığı ve yasalarının korunduğu, yaşatıldığı, sanatta özerkliğin esas alındığı yasalar çıkarılmalıdır. Bunun için ÖSK bileşenlerinin üretimleri vardır.
- ÖSK bileşenleriyle birlikte sendika,konfederasyon ve meslek birliği örgütleriyle TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı eylem takvimi belirleyerek karşı duruşu sürekli kılmalıdır.
- Sermayenin 1980 sonrası özelleştirme projeleri sonucu şirketlerin hizmetine sunulan müze ve galeriler ticarethane mantığıyla yönetilmeye başlandı ve sanat üretimi şirketlerin tercihine bağımlı hale geldi. Buna karşı mücadele edilmelidir.
- Sadece mevcut iktidara karşı değil, insan ve onun yarattığı değerleri savunmak için TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı çıkmamız gerektiği basın ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- Yandaşını her alanda ihya eden iktidar, kültür ve sanatı kullanarak ihale ve rant uğruna üretimimizi hiçleştirmemeli. Sanat kurumlarının belirleyeceği gerçekçi nedenlerle destek oranları oluşturulmalıdır.
- Tüm sanat kurumlarının özerklik prensibi yerel ve evrensel ölçekte fikir ve sanat özgürlükleri anayasada açık biçimde güvence altına alınmalıdır.
- Ödenekli sanat kurumlarında iş güvencesi, iş güvenliği, ilgili sanat örgütlerinin görüşleriyle birlikte güvence altına alınmalıdır.
- Yasaklamalar, sansür, hedef gösterme, linç girişimleri asla kabul edilemez. Sansürle, oto-sansürle mücadele sanat emekçilerinin en temel görevlerinden birisidir.
- Tüm sanat alanlarına kamusal destek şarttır. Kamu mali desteği ile işleyiş özerkliği ayrılmaz bir bütünlük olarak birlikte gerçekleşmelidir.
- Sanatçılar ve sanat örgütleri politik farklılıklarını aşarak TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı birlikte mücadele etmelidir.
- Örgütsel sorunlarımızı aşıp sanat örgütlenmelerinin birlikteliği sağlanmalıdır.
- Özerk Sanat Konseyi’nin hazırladığı yasa tasarısı taslağı, bileşenleriyle birlikte gözden geçirilerek güncellenmeli ve temel alınarak değerlendirilmelidir.