1997-2011 Dönemi Başkanımıza Saygı: Alpay Kabacalı Kitabı
26Ağustos2014,Salı
Okur-yazar kavramı geçerli ama değişerek. ABD’de el yazısı öğretmek ders dışı bırakılıyormuş. “Nasıl olsa klavye var.” Bir bakıma, okur-yazar yerine okur-tıklar devri. Zihin-el koordinasyonunun çocuk gelişimindeki önemi açısından itiraz yok değil, ama, sürece bakılırsa, derste el yazısı için pek zaman ayrılmayacak. İsteyenler için ayrı bir el yazısı dersi konabilir.
İletişim sosyolojisinde yeni bir sayfa. Edebiyat sosyolojisi ile bağlantısız mı?
Eserleri, editörlüğü, yayıncılığı ve örgütçülüğünün yanı sıra, Alpay Kabacalı edebiyat sosyolojisi alanında da emek vermişti: “Türkiye’de Yazarın Kazancı” kitabına ek yazacak bir kalem aranıyor. (Klavye mi demeli? Hadi burada muhafazakâr davranayım.) TYK “edebiyat iktisadı” alanıyla da örtüşen bir eser. (“Ekonomi” ile “iktisat” terimlerini farklı kullanmaktan yanayım “economy” ile “economics” farkını yansıtarak.)
Bu yıl kaybettiğimiz Alpay Kabacalı için bir saygı kitabı yayınlandı: Alpay Kabacalı Kitabı. (Tekin Yayınevi, Temmuz 2014)
Hazırlayan yazar dostlarım Arife Kalender ile Sabri Kuşkonmaz’ın öncülük ve editörlüğü ile örnek bir kitap. Biyografik bilgiler ile pek çok yazarın anı ve şükran yazıları ve fotolar ile başka belgeler zengin bir ömüre ışık tutuyor. Sakin gözüken ve/ama yoğun enerji somutlaştırmalarıyla yaşayan aydınımıza saygı ve sevgiyle. Gösterişten kaçınan bir kahramanın hakkını teslim için böyle bir kitap ayrı bir önem taşıyor. Okurken yakın tarihimiz, günümüz, hayatımız hakkındaki donanımız gelişiyor.
Kabacalı, eserleri ile yayıncılığının yanı sıra, Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu üyesi, Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi 1997-2001 dönemi başkanı ve sonra Bilim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği BESAM başkanı olarak da önemli çalışmalar yapmıştı. 1970’lerdeki hapishane hayatında da verimli olduğunu kestirebiliriz.
Yalın, yiğit, kibar, azimli, verimli aydınımız aydınlatmayı sürdürüyor.
1997-2011 Dönemi Başkanımıza Saygı: Alpay Kabacalı Kitabı
Okur-yazar kavramı geçerli ama değişerek. ABD’de el yazısı öğretmek ders dışı bırakılıyormuş. “Nasıl olsa klavye var.” Bir bakıma, okur-yazar yerine okur-tıklar devri. Zihin-el koordinasyonunun çocuk gelişimindeki önemi açısından itiraz yok değil, ama, sürece bakılırsa, derste el yazısı için pek zaman ayrılmayacak. İsteyenler için ayrı bir el yazısı dersi konabilir.
İletişim sosyolojisinde yeni bir sayfa. Edebiyat sosyolojisi ile bağlantısız mı?
Eserleri, editörlüğü, yayıncılığı ve örgütçülüğünün yanı sıra, Alpay Kabacalı edebiyat sosyolojisi alanında da emek vermişti: “Türkiye’de Yazarın Kazancı” kitabına ek yazacak bir kalem aranıyor. (Klavye mi demeli? Hadi burada muhafazakâr davranayım.) TYK “edebiyat iktisadı” alanıyla da örtüşen bir eser. (“Ekonomi” ile “iktisat” terimlerini farklı kullanmaktan yanayım “economy” ile “economics” farkını yansıtarak.)
Bu yıl kaybettiğimiz Alpay Kabacalı için bir saygı kitabı yayınlandı: Alpay Kabacalı Kitabı. (Tekin Yayınevi, Temmuz 2014)
Hazırlayan yazar dostlarım Arife Kalender ile Sabri Kuşkonmaz’ın öncülük ve editörlüğü ile örnek bir kitap. Biyografik bilgiler ile pek çok yazarın anı ve şükran yazıları ve fotolar ile başka belgeler zengin bir ömüre ışık tutuyor. Sakin gözüken ve/ama yoğun enerji somutlaştırmalarıyla yaşayan aydınımıza saygı ve sevgiyle. Gösterişten kaçınan bir kahramanın hakkını teslim için böyle bir kitap ayrı bir önem taşıyor. Okurken yakın tarihimiz, günümüz, hayatımız hakkındaki donanımız gelişiyor.
Kabacalı, eserleri ile yayıncılığının yanı sıra, Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu üyesi, Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi 1997-2001 dönemi başkanı ve sonra Bilim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği BESAM başkanı olarak da önemli çalışmalar yapmıştı. 1970’lerdeki hapishane hayatında da verimli olduğunu kestirebiliriz.
Yalın, yiğit, kibar, azimli, verimli aydınımız aydınlatmayı sürdürüyor.
Tarık Günersel