Uluslararası Kadın Dayanışması Toplantısı Şile’de Yapıldı
14Ocak2015,Çarşamba
Toplantıya PEN adına Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı Yeşim Ağaoğlu katıldı. İzlenim ve değerlendirmesi şöyle: 11 Kasım 2014 günü Şile’de düzenlenen “Aşırılık ve Militarizme karşı Mücadele” ("Challenging Extremism & Militarism)" konulu uluslararası sempozyuma PEN Türkiye Merkezi adına Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı sıfatıyla katıldım. ICAN (International Civil Society Action Network) Ortadoğu kökenli kadınlar tarafından kurulmuş Uluslararası Kadın Hakları, barış ve güvenliğini hedef alan bir sivil toplum örgütü. Merkezi Washington’da. Norveç Büyükelçiliği’nin desteklediği sempozyuma başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Asya ve Afrika'dan da onlarca kadın aktivist katıldı. İlk panelde Irak, Suriye,Türkiye,Tacikistan, İran, Pakistan ve Lübnanlı kadınlar,ikinci panelde ise Yemen, Filistin, Libya, Mısır, Sri Lanka ve Tunus'un kadın temsilcileri konuşarak şikayet, eleştiri ve dileklerini dile getirdiler. Daha sonra medya, uluslararası siyaset, insan hakları, kadın hakları ve barış etkinliklerine fon yaratma konularında yuvarlak masa çalıştayı yapıldı. Sempozyumda Suriye’nin “Ayn Al-Arab / Kobani” şehrinden de kadın temsilciler bulunuyordu. Ne yazık ki onlar da medyada duyup gördüğümüz, özellikle de kadınlarla ilgili korkunç haberlerini doğrulayarak 500.000 (evet: beş yüz bin!) kadının cariye olarak satıldığını söylediler. IŞİD günün en çok konuşulan konusu oldu ve Libyalı bir kadın temsilci Birleşmiş Milletler’den gelen bir temsilcinin gözlerine bakarak hayli yüksek sesle "Bizler artık IŞİD' in arkasında özellikle ABD ve diğer güçlerin olduğunu biliyoruz, lütfen bizim bu gerçeği bildiğimizi bilerek bu konuya yaklaşın ve daha fazla bizi kandırmaya çalışmayın," dedi. Yuvarlak masa çalıştayında medya tartışılırken Afganistan'ın ilk ve tek online kadın gazetesinin sahibi ve ben ülkelerimizdeki medya ile ilgili sorunlara kısaca değindik. Konu basın özgürlüğüne geldiğinde, bir ara ben Amerikalı genç bir kadın gazeteciye "Peki siz ülkenizde özellikle Ortadoğu ile ilgili konularda yansız haber yapıldığı kanısında mısınız?" diye bir soru yönelttim. ABD'li gazeteci biraz şaşırarak "Ülkemizde yüzden çok TV kanalı var, dileyen dilediğini seyreder, her kanalda olmasa bile birinde mutlaka doğru haberi yakalar," gibi bir karşılık verdi. Bunun üzerine ben de bizde de yüzden çok kanal olduğunu ve az çok ABD toplumunu da tanıdığım kadarıyla çoğunluğun Fox gibi kanalları izlediğini, yani toplumun genelinin doğru ve objektif habere ulaşmasının bana göre ne yazık ki orada da kolay olmadığının altını çizdim. Günün sonunda dinlediğim başka bir çalıştayda da söz alarak tüm gün konuşulanları dinlediğimi ve en fazla vurgunun demokrasiye yapıldığını, ancak hiç kimsenin laiklikten söz etmediğini, oysa ki bu konunun hayati olduğunun altını çizdim. Bizde "ileri demokrasi" adına artık ilköğretim çağındaki kız öğrencilerin "dilediğinde" başını örtmesinin (daha doğrusu ebeveynleri tarafından örtülmesinin) serbest bırakıldığına, bunun o çocuklarda psikolojik sorunlar yaratacağına dikkat çektim. Bu yaklaşımım sanırım desteklendi. Günün sonunda ise Dj hareketli bir Arap müziği koyduğunda, az önce dertlerini haykıran kadınların neredeyse tümü kıvrak hareketlerle dansa başladılar. “İşte,” diye gülümsedim, “kadın olmanın farkı. Her şeye rağmen yaşama sevinci."
Uluslararası Kadın Dayanışması Toplantısı Şile’de Yapıldı
Toplantıya PEN adına Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı Yeşim Ağaoğlu katıldı. İzlenim ve değerlendirmesi şöyle:
11 Kasım 2014 günü Şile’de düzenlenen “Aşırılık ve Militarizme karşı Mücadele” ("Challenging Extremism & Militarism)" konulu uluslararası sempozyuma PEN Türkiye Merkezi adına Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı sıfatıyla katıldım.
ICAN (International Civil Society Action Network) Ortadoğu kökenli kadınlar tarafından kurulmuş Uluslararası Kadın Hakları, barış ve güvenliğini hedef alan bir sivil toplum örgütü. Merkezi Washington’da.
Norveç Büyükelçiliği’nin desteklediği sempozyuma başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Asya ve Afrika'dan da onlarca kadın aktivist katıldı. İlk panelde Irak, Suriye,Türkiye,Tacikistan, İran, Pakistan ve Lübnanlı kadınlar,ikinci panelde ise Yemen, Filistin, Libya, Mısır, Sri Lanka ve Tunus'un kadın temsilcileri konuşarak şikayet, eleştiri ve dileklerini dile getirdiler. Daha sonra medya, uluslararası siyaset, insan hakları, kadın hakları ve barış etkinliklerine fon yaratma konularında yuvarlak masa çalıştayı yapıldı.
Sempozyumda Suriye’nin “Ayn Al-Arab / Kobani” şehrinden de kadın temsilciler bulunuyordu. Ne yazık ki onlar da medyada duyup gördüğümüz, özellikle de kadınlarla ilgili korkunç haberlerini doğrulayarak 500.000 (evet: beş yüz bin!) kadının cariye olarak satıldığını söylediler.
IŞİD günün en çok konuşulan konusu oldu ve Libyalı bir kadın temsilci Birleşmiş Milletler’den gelen bir temsilcinin gözlerine bakarak hayli yüksek sesle "Bizler artık IŞİD' in arkasında özellikle ABD ve diğer güçlerin olduğunu biliyoruz, lütfen bizim bu gerçeği bildiğimizi bilerek bu konuya yaklaşın ve daha fazla bizi kandırmaya çalışmayın," dedi.
Yuvarlak masa çalıştayında medya tartışılırken Afganistan'ın ilk ve tek online kadın gazetesinin sahibi ve ben ülkelerimizdeki medya ile ilgili sorunlara kısaca değindik. Konu basın özgürlüğüne geldiğinde, bir ara ben Amerikalı genç bir kadın gazeteciye "Peki siz ülkenizde özellikle Ortadoğu ile ilgili konularda yansız haber yapıldığı kanısında mısınız?" diye bir soru yönelttim. ABD'li gazeteci biraz şaşırarak "Ülkemizde yüzden çok TV kanalı var, dileyen dilediğini seyreder, her kanalda olmasa bile birinde mutlaka doğru haberi yakalar," gibi bir karşılık verdi. Bunun üzerine ben de bizde de yüzden çok kanal olduğunu ve az çok ABD toplumunu da tanıdığım kadarıyla çoğunluğun Fox gibi kanalları izlediğini, yani toplumun genelinin doğru ve objektif habere ulaşmasının bana göre ne yazık ki orada da kolay olmadığının altını çizdim.
Günün sonunda dinlediğim başka bir çalıştayda da söz alarak tüm gün konuşulanları dinlediğimi ve en fazla vurgunun demokrasiye yapıldığını, ancak hiç kimsenin laiklikten söz etmediğini, oysa ki bu konunun hayati olduğunun altını çizdim. Bizde "ileri demokrasi" adına artık ilköğretim çağındaki kız öğrencilerin "dilediğinde" başını örtmesinin (daha doğrusu ebeveynleri tarafından örtülmesinin) serbest bırakıldığına, bunun o çocuklarda psikolojik sorunlar yaratacağına dikkat çektim. Bu yaklaşımım sanırım desteklendi.
Günün sonunda ise Dj hareketli bir Arap müziği koyduğunda, az önce dertlerini haykıran kadınların neredeyse tümü kıvrak hareketlerle dansa başladılar. “İşte,” diye gülümsedim, “kadın olmanın farkı. Her şeye rağmen yaşama sevinci."
Yeşim Ağaoğlu
PEN Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı