“Ülkemizde sanat iktidarın hizmetindeyse destekleniyor...”
(Ezgi Atabilen’in PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral’la yaptığı ve 21 Eylül 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesinde özet olarak yayımlanan röportajın tamamı...)
1. Türkiye'deki edebiyat dünyası 150 ülke PEN'i arasından sıyrılıp PEN Dünya Yazarlar Birliği Başkanlığı için finale kalan üç adaydan biri olduğunuz haberini nasıl karşıladı? Bu haber karşısında nasıl bir duruş sergiledi?
“Türkiye’deki Edebiyat Dünyası” …Bu öyle geniş ama ayni zamanda öyle dar kapsamlı bir çerçeve, bir tanımlama ki…Savaşı , şiddeti, öldürmeleri yaşarken “Edebiyat Dünyamız”ın gündeminde de elbet öncelikle bu konular var… Sanatçılar ve edebiyat çevresinden sayısız arkadaşım , yazar, şair, gazeteci dostlar ; yine edebiyat dünyamızdan hiç karşılaşmamış olduğum isimler de sevinip adaylığımı kutladılar.. Kurum olarak Türkiye Yayıncılar Birliği, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, çeşitli Belediyeler; sanat ve kültürü destekleyen, özel kuruluşlar hem kutladılar hem de nasıl destek verebiliriz diye sordular… Ben şimdilik herkese durun daha önümüzde çok zorlu bir seçim var diyorum. Eğer başkan seçilirsem asıl o zaman desteğe gereksinimim olacak… Şu ana dek tek ve en büyük desteği PEN-Türkiye Yönetim Kurulu’ndan görüyorum. Yine “Edebiyat dünyamızda” olup da, böyle ”küçük sıradan şeylerle” ilgilenmeyen elbet birçok ünlü yazar ve kurum da var.
2. Almanya, İngiltere ve İtalya sizi aday gösterirken, Türkiye PEN'in sizi aday göstermediğine dair haberler çıktı. PEN Türkiye Merkezi "formumuzu son güne sakladık" diye bir açıklama yapma gereği duydu hatta. Ne düşünüyorsunuz?
Bunu iyi ki sordunuz: Tüm gazetelere PEN-Türkiye’den ayni basın bülteni gitti ; kimileri nedense yanlış anladı ya da yanlış anlamak istedi. Aday gösteren bir Devlet ya da Hükümet değil. Aday gösterenler tüm ülkelerin PEN Merkezleri… PEN- Türkiye Merkezi’nin Başkanı benim. Ayrıca bir de Uluslararası PEN Aday Seçme Komitesi var… Başkanlığa aday olmak ne benim ne de yönetim kurulumuzun, aklımızın ucundan bile geçmiyordu… Kendimizi aday göstermeyi düşünmedik. Ama bu seçme komitesinin daveti ve bizim yönetim kurulunun ısrarı ve teşvikiyle aday olmayı kabul ettim. Meksikalı Jennifer Clement’i Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsveç PEN’leri; Sırp Vida Ognjenovicî: Makedonya, Portekiz ve Sırbistan PEN’leri aday gösterdiler. Beni ise Almanya, İngiltere ve İtalya PEN Merkezleri resmen aday gösterdi. Adaylık şartı şöyle: Üç PEN merkezi aday göstermeli. Ayrıca PEN Aday Araştırma Komitesi adayı uygun bulmalıdır. PEN Türkiye Merkezi olarak biz tevazu gösterdik. Bizim dışımızda üç merkez aday gösterirse bu adaylığın daha güçlü olacağını düşündük. Almanya, İtalya ve İngiltere PEN merkezleri beni aday gösterince konu tamamlandı.. Zaten 3ten fazla merkez olamaz… "Türkiye aday göstermedi ama…" şeklindeki haberler yanıltıcı…
3- Yeni Kültür ve Turizm Bakanından bir kutlama gelmedi mi ???
Güldürmeyin beni! O , hangi sanatçılar işlerinden atılacak, neler yasaklanacak , meclisten hangi milletvekilleri azledilecek, bunlarla ilgileniyor … Herhangi Uluslar arası bir kurumun dünya başkanlığına seçilmek bir yana, aday gösterilmek bile önemli sayılıyor uygar ülkelerde. Devletler bundan yararlanmaya çalışıyor. Türkiye Devleti için bunun bir anlamı var mı bilmiyorum. Sırp ve Meksika adaylarını, kendi Kültür Bakanları destekliyor, arkalarında sayısız destek Vakıfları var…Bunun ülkeleri için bir prestij olduğunu düşünüyorlar. Bizde böyle şeyler söz konusu değil. Bizim ülkemizde sanat edebiyat ancak iktidar güçlerinin hizmetindeyse destekleniyor… Aksi halde yok sayılıp görmezden geliniyor.
4- Şu ana dek tek ve en büyük desteği PEN-Türkiye Yönetim Kurulu’ndan görüyorum. Dediniz. Biraz açar mısınız:
Evet, tek somut yardımı bizim Yönetim Kurulundan gördüm. Hem Kanada’ya Kongreye gitmemi sağlıyorlar hem de canla başla çalışıyorlar. PEN Türkiye Merkezi’nin benden önceki Başkanı ve Şimdiki Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz yazar Tarık Günersel bana ilişkin, Türkiye’nin önemine ilişkin muhteşem bir mektup kaleme alarak , uluslararası PEN camiasına çağrıda bulundu. (Mektubun orijinalini PEN-Türkiye Sitesinde www.pen.org.tr adresinde okuyabilirsiniz.)
5 - PEN 100 yaşına yaklaşırken bu sene ilk kez bir kadın yazar PEN Uluslararası Başkanı olacak. Üç aday da kadın... Bir kere PEN'in bunca yılda hiç kadın başkanı olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonra, Meksika ve Sırbistan'dan diğer iki adayın değil de, hak ve özgürlükler açısından en sorunlu olan Türkiye'den bir adayın başkan seçilmesinin, PEN'in dünyadaki etkisini daha da artıracağını düşünüyor musunuz?
-Bugüne dek bir kadın başkan olmamasını ayıplıyorum, kınıyorum. Yalnız bizim değil dünyanın da kat etmesi gereken uzun bir yol var. Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğüne indirilen darbeleri, yazar ve özellikle gazetecilere saldırıları, tehditleri, hukukun işlememesi ya da yavaş işlemesini Uluslar arası PEN fazlasıyla farkında. Hapisteki yazarlar Komitesinin gözü üzerimizde. Bunlar ne rol oynar bilemem… Ergenekon ve KCK davalarından içeri tıkılan sayısız yazar ve gazeteciye arka çıktılar. Hala da Can Dündar’dan Sedat Ergin’e tehtit altındaki yazarlar için mücadele ediyorlar… Öteki adaylar da birbirinden değerli insanlar. Onları tanıyorum, seviyorum. Zaten birbirimizle sık sık haberleşiyoruz da… Üçümüz de bir yarış havasından çok, nasıl daha yararlı olabiliriz düşüncesiyle çalışıyoruz. PEN’in etkisini arttıracak ya da azaltacak olan hangi ülkeden geldiğimiz değil, neler yapacağımız, yapabileceğimizdir. Düşlerimiz, ideallerimiz, çalışmamız, vizyonumuz, kendimize biçtiğimiz misyon, birikimlerimiz, dünya görüşümüz, bunlarının tümünün bir araya gelmesidir. İnanıyorum ki, eğer seçilirsem Türkiye’de sorunlu olduğumuz çeşitli alanlarda daha etkin yarar sağlayabilirim, … Eğer seçilirsem, öteki iki adaya bir sürprizim olacak. Ama henüz onlara söylemediğim için size de söyleyemem.
6-Son olarak, başkan seçilmeniz için vaatleriniz neler? :) Nasıl bir etki doğurabileceğinizi, neler gerçekleştirebileceğinizi düşünüyorsunuz?
-Bu sorunun yanıtı bu sayfaya sığmaz! Ya da şöyle diyeyim: Eğer seçilirsem, ikinci bir röportajda programımı açıklarım. Ancak şunu söyleyebilirim: “Birlikte hayal kurabiliriz” dışında henüz hiçbir vaatte bulunmadım!
Zeynep Oral sanat ve iktidar ilişkilerini anlattı
ULUSLARARASI PEN BAŞKAN ADAYI ZEYNEP ORAL:
“Ülkemizde sanat iktidarın hizmetindeyse destekleniyor...”
(Ezgi Atabilen’in PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral’la yaptığı ve 21 Eylül 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesinde özet olarak yayımlanan röportajın tamamı...)
1. Türkiye'deki edebiyat dünyası 150 ülke PEN'i arasından sıyrılıp PEN Dünya Yazarlar Birliği Başkanlığı için finale kalan üç adaydan biri olduğunuz haberini nasıl karşıladı? Bu haber karşısında nasıl bir duruş sergiledi?
“Türkiye’deki Edebiyat Dünyası” …Bu öyle geniş ama ayni zamanda öyle dar kapsamlı bir çerçeve, bir tanımlama ki…Savaşı , şiddeti, öldürmeleri yaşarken “Edebiyat Dünyamız”ın gündeminde de elbet öncelikle bu konular var… Sanatçılar ve edebiyat çevresinden sayısız arkadaşım , yazar, şair, gazeteci dostlar ; yine edebiyat dünyamızdan hiç karşılaşmamış olduğum isimler de sevinip adaylığımı kutladılar.. Kurum olarak Türkiye Yayıncılar Birliği, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, çeşitli Belediyeler; sanat ve kültürü destekleyen, özel kuruluşlar hem kutladılar hem de nasıl destek verebiliriz diye sordular… Ben şimdilik herkese durun daha önümüzde çok zorlu bir seçim var diyorum. Eğer başkan seçilirsem asıl o zaman desteğe gereksinimim olacak… Şu ana dek tek ve en büyük desteği PEN-Türkiye Yönetim Kurulu’ndan görüyorum. Yine “Edebiyat dünyamızda” olup da, böyle ”küçük sıradan şeylerle” ilgilenmeyen elbet birçok ünlü yazar ve kurum da var.
2. Almanya, İngiltere ve İtalya sizi aday gösterirken, Türkiye PEN'in sizi aday göstermediğine dair haberler çıktı. PEN Türkiye Merkezi "formumuzu son güne sakladık" diye bir açıklama yapma gereği duydu hatta. Ne düşünüyorsunuz?
Bunu iyi ki sordunuz: Tüm gazetelere PEN-Türkiye’den ayni basın bülteni gitti ; kimileri nedense yanlış anladı ya da yanlış anlamak istedi.
Aday gösteren bir Devlet ya da Hükümet değil. Aday gösterenler tüm ülkelerin PEN Merkezleri… PEN- Türkiye Merkezi’nin Başkanı benim. Ayrıca bir de Uluslararası PEN Aday Seçme Komitesi var… Başkanlığa aday olmak ne benim ne de yönetim kurulumuzun, aklımızın ucundan bile geçmiyordu… Kendimizi aday göstermeyi düşünmedik. Ama bu seçme komitesinin daveti ve bizim yönetim kurulunun ısrarı ve teşvikiyle aday olmayı kabul ettim. Meksikalı Jennifer Clement’i Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsveç PEN’leri; Sırp Vida Ognjenovicî: Makedonya, Portekiz ve Sırbistan PEN’leri aday gösterdiler. Beni ise Almanya, İngiltere ve İtalya PEN Merkezleri resmen aday gösterdi.
Adaylık şartı şöyle: Üç PEN merkezi aday göstermeli. Ayrıca PEN Aday Araştırma Komitesi adayı uygun bulmalıdır. PEN Türkiye Merkezi olarak biz tevazu gösterdik. Bizim dışımızda üç merkez aday gösterirse bu adaylığın daha güçlü olacağını düşündük. Almanya, İtalya ve İngiltere PEN merkezleri beni aday gösterince konu tamamlandı.. Zaten 3ten fazla merkez olamaz… "Türkiye aday göstermedi ama…" şeklindeki haberler yanıltıcı…
3- Yeni Kültür ve Turizm Bakanından bir kutlama gelmedi mi ???
Güldürmeyin beni! O , hangi sanatçılar işlerinden atılacak, neler yasaklanacak , meclisten hangi milletvekilleri azledilecek, bunlarla ilgileniyor … Herhangi Uluslar arası bir kurumun dünya başkanlığına seçilmek bir yana, aday gösterilmek bile önemli sayılıyor uygar ülkelerde. Devletler bundan yararlanmaya çalışıyor. Türkiye Devleti için bunun bir anlamı var mı bilmiyorum. Sırp ve Meksika adaylarını, kendi Kültür Bakanları destekliyor, arkalarında sayısız destek Vakıfları var…Bunun ülkeleri için bir prestij olduğunu düşünüyorlar. Bizde böyle şeyler söz konusu değil. Bizim ülkemizde sanat edebiyat ancak iktidar güçlerinin hizmetindeyse destekleniyor… Aksi halde yok sayılıp görmezden geliniyor.
4- Şu ana dek tek ve en büyük desteği PEN-Türkiye Yönetim Kurulu’ndan görüyorum. Dediniz. Biraz açar mısınız:
Evet, tek somut yardımı bizim Yönetim Kurulundan gördüm. Hem Kanada’ya Kongreye gitmemi sağlıyorlar hem de canla başla çalışıyorlar. PEN Türkiye Merkezi’nin benden önceki Başkanı ve Şimdiki Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz yazar Tarık Günersel bana ilişkin, Türkiye’nin önemine ilişkin muhteşem bir mektup kaleme alarak , uluslararası PEN camiasına çağrıda bulundu.
(Mektubun orijinalini PEN-Türkiye Sitesinde www.pen.org.tr adresinde okuyabilirsiniz.)
5 - PEN 100 yaşına yaklaşırken bu sene ilk kez bir kadın yazar PEN Uluslararası Başkanı olacak. Üç aday da kadın... Bir kere PEN'in bunca yılda hiç kadın başkanı olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonra, Meksika ve Sırbistan'dan diğer iki adayın değil de, hak ve özgürlükler açısından en sorunlu olan Türkiye'den bir adayın başkan seçilmesinin, PEN'in dünyadaki etkisini daha da artıracağını düşünüyor musunuz?
-Bugüne dek bir kadın başkan olmamasını ayıplıyorum, kınıyorum. Yalnız bizim değil dünyanın da kat etmesi gereken uzun bir yol var.
Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğüne indirilen darbeleri, yazar ve özellikle gazetecilere saldırıları, tehditleri, hukukun işlememesi ya da yavaş işlemesini Uluslar arası PEN fazlasıyla farkında. Hapisteki yazarlar Komitesinin gözü üzerimizde. Bunlar ne rol oynar bilemem… Ergenekon ve KCK davalarından içeri tıkılan sayısız yazar ve gazeteciye arka çıktılar. Hala da Can Dündar’dan Sedat Ergin’e tehtit altındaki yazarlar için mücadele ediyorlar…
Öteki adaylar da birbirinden değerli insanlar. Onları tanıyorum, seviyorum. Zaten birbirimizle sık sık haberleşiyoruz da… Üçümüz de bir yarış havasından çok, nasıl daha yararlı olabiliriz düşüncesiyle çalışıyoruz.
PEN’in etkisini arttıracak ya da azaltacak olan hangi ülkeden geldiğimiz değil, neler yapacağımız, yapabileceğimizdir. Düşlerimiz, ideallerimiz, çalışmamız, vizyonumuz, kendimize biçtiğimiz misyon, birikimlerimiz, dünya görüşümüz, bunlarının tümünün bir araya gelmesidir. İnanıyorum ki, eğer seçilirsem Türkiye’de sorunlu olduğumuz çeşitli alanlarda daha etkin yarar sağlayabilirim, … Eğer seçilirsem, öteki iki adaya bir sürprizim olacak. Ama henüz onlara söylemediğim için size de söyleyemem.
6-Son olarak, başkan seçilmeniz için vaatleriniz neler? :) Nasıl bir etki doğurabileceğinizi, neler gerçekleştirebileceğinizi düşünüyorsunuz?
-Bu sorunun yanıtı bu sayfaya sığmaz! Ya da şöyle diyeyim: Eğer seçilirsem, ikinci bir röportajda programımı açıklarım. Ancak şunu söyleyebilirim: “Birlikte hayal kurabiliriz” dışında henüz hiçbir vaatte bulunmadım!