PEN Türkiye Merkezi'nden, Kürt PEN Merkezi'ne Dayanışma Mesajı...
27Ocak2016,Çarşamba
22 Ocak 2016
Barış, Hemen Şimdi!
Bir çocuk daha, bir genç daha , bir çocuk daha, bir genç daha! Öldürülen her çocukla, her gençle, her insanla, insanlığımız da ölüyor. Öldürülen, bombalanan, mayınlanan, topa tutulan, iki ateş arasında kalan her insanla, kin, nefret, öç duyguları daha da yaygınlaşıyor. Oysa ölüme yollanan herkesin kanı ayni renk, geride bıraktığı boşluk , giderilmez acı da ayni...
Aylardır Sur, Silvan Nusaybin, Cizre, Silopi , Diyarbakır ve daha bir çok yerde süren çatışmalarla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, evlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor, sokağa çıkma yasaklarıyla yaşamaya çalışıyor, iki ateş arasında kalıyor, ölülerine ulaşamıyor , açlığa, susuzluğa ve yokluğa mahkûm ediliyor.
Bu gerçekleri dile getirenler tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor, işini kaybediyor, evlerine baskın yapılıyor, saldırıya uğratılıyor, korkutuluyor.
Savaşı durdurun demek yasak! Çocuklar ölmesin demek artık şimdi yasak! Barış çağrısı, diyalog çağrısı yapmak yasak! Bunları söyleyenlere, bunları yapanlara destek vermek yasak!
Kime göre yasak? Anayasaya göre değil, evrensel ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre hiç değil... Sadece ve sadece kışkırtılan piyonlara, emir kullarına, şiddetten ve ayrımdan yana olanlar için; savaştan , ölümlerden rant sağlayanlar için yasak!
Bu tehditlerin, bu korkutmaların, her gün artan ölümlerin, savaşın yıkıntıları karşısında milleti suskunluğa zorlamanın, susmayanı cezalandırmanın , hem de yasalara göre değil, keyfe göre cezalandırmanın adı demokrasi olamaz!
Biz PEN Türkiye Merkezi olarak, Diyarbakır'da bir araya gelen Kürt PEN toplantısına sesleniyor ve bu dayanışma mesajını veriyoruz:
Aydın olmanın suç sayıldığı...
İlmin, bilginin, akademisyenliğin horlandığı ve lanetlendiği...
Cehaletin ve şiddetin baştacı edildiği...
Yürekten ve Vicdandan gelen seslerin susturulduğu , cezalandırıldığı ...
"Kimi çocuklar ölmesin ama kimi çocuklar ölebilir" zihniyetinin egemen olduğu...
Kana susamış cehaletten cesaret alarak, barış çağrısı yapan akademisyenlere "Kanlarınızı oluk oluk akıtacağız, sonra da akan kanlarınızda duş alacağız... " sözlerinin ağza alınabildiği...
Hoyratlığın sınırsız, haksızlık ve hukuksuzluğun sonsuz olduğu bir ortamda ...
Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürt ve Türk yazarları olarak hemen şimdi barış diyoruz.
Hemen şimdi temsilcilerin masaya oturup diyalog sağlamasını talep ediyoruz.
Ölümü değil yaşamı seçtiğimiz için... Eşit ve özgür bir ülkede yaşamak istediğimiz içindir bu talepler. .
Önümüzde iki seçenek var: Ya çoğulcu parlamenter sistem içinde sorunları çözeceğiz ya da hep birlikte insanlığımızı daha da yitireceğiz. İkisinin arası olmuyor. İkisi arasında her birey seçimini yapmak zorunda. O nedenle bir kez daha barış hemen şimdi diyoruz.
PEN Türkiye Merkezi'nden, Kürt PEN Merkezi'ne Dayanışma Mesajı...
22 Ocak 2016
Barış, Hemen Şimdi!
Bir çocuk daha, bir genç daha , bir çocuk daha, bir genç daha! Öldürülen her çocukla, her gençle, her insanla, insanlığımız da ölüyor. Öldürülen, bombalanan, mayınlanan, topa tutulan, iki ateş arasında kalan her insanla, kin, nefret, öç duyguları daha da yaygınlaşıyor. Oysa ölüme yollanan herkesin kanı ayni renk, geride bıraktığı boşluk , giderilmez acı da ayni...
Aylardır Sur, Silvan Nusaybin, Cizre, Silopi , Diyarbakır ve daha bir çok yerde süren çatışmalarla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, evlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor, sokağa çıkma yasaklarıyla yaşamaya çalışıyor, iki ateş arasında kalıyor, ölülerine ulaşamıyor , açlığa, susuzluğa ve yokluğa mahkûm ediliyor.
Bu gerçekleri dile getirenler tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor, işini kaybediyor, evlerine baskın yapılıyor, saldırıya uğratılıyor, korkutuluyor.
Savaşı durdurun demek yasak! Çocuklar ölmesin demek artık şimdi yasak! Barış çağrısı, diyalog çağrısı yapmak yasak! Bunları söyleyenlere, bunları yapanlara destek vermek yasak!
Kime göre yasak? Anayasaya göre değil, evrensel ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre hiç değil... Sadece ve sadece kışkırtılan piyonlara, emir kullarına, şiddetten ve ayrımdan yana olanlar için; savaştan , ölümlerden rant sağlayanlar için yasak!
Bu tehditlerin, bu korkutmaların, her gün artan ölümlerin, savaşın yıkıntıları karşısında milleti suskunluğa zorlamanın, susmayanı cezalandırmanın , hem de yasalara göre değil, keyfe göre cezalandırmanın adı demokrasi olamaz!
Biz PEN Türkiye Merkezi olarak, Diyarbakır'da bir araya gelen Kürt PEN toplantısına sesleniyor ve bu dayanışma mesajını veriyoruz:
Aydın olmanın suç sayıldığı...
İlmin, bilginin, akademisyenliğin horlandığı ve lanetlendiği...
Cehaletin ve şiddetin baştacı edildiği...
Yürekten ve Vicdandan gelen seslerin susturulduğu , cezalandırıldığı ...
"Kimi çocuklar ölmesin ama kimi çocuklar ölebilir" zihniyetinin egemen olduğu...
Kana susamış cehaletten cesaret alarak, barış çağrısı yapan akademisyenlere "Kanlarınızı oluk oluk akıtacağız, sonra da akan kanlarınızda duş alacağız... " sözlerinin ağza alınabildiği...
Hoyratlığın sınırsız, haksızlık ve hukuksuzluğun sonsuz olduğu bir ortamda ...
Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürt ve Türk yazarları olarak hemen şimdi barış diyoruz.
Hemen şimdi temsilcilerin masaya oturup diyalog sağlamasını talep ediyoruz.
Ölümü değil yaşamı seçtiğimiz için... Eşit ve özgür bir ülkede yaşamak istediğimiz içindir bu talepler. .
Önümüzde iki seçenek var: Ya çoğulcu parlamenter sistem içinde sorunları çözeceğiz ya da hep birlikte insanlığımızı daha da yitireceğiz. İkisinin arası olmuyor. İkisi arasında her birey seçimini yapmak zorunda. O nedenle bir kez daha barış hemen şimdi diyoruz.
PEN- Türkiye Yönetim Kurulu.