İki aydır sizlere mektup yazamadım. Ama bu iki ay boyunca çalışmadık demek değil. Ağustos rehaveti ve Eylül yoğunluğu yazmamı engelledi.
Ağustos ve Eylül aylarında Yönetim Kurulu olarak, yine tüm yazar ve gazetecilerin duruşmalarında en az bir, en çok beş temsilcimizle hazır bulunarak PEN Türkiye'yi temsil ettik. Duruşmaları izlemek üzere yurt dışından gelen Uluslararası PEN ve Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) temsilcileriyle İstanbul'daki toplantılarına katıldık.
Ağustos ayında aramızdan ayrılan, sadece eşsiz çevirileriyle değil, yazılarıyla da edebiyatımıza sonsuz katkıda bulunan üyemiz Ahmet Cemal'in tüm eserlerini... Eylül ayında ise yine üyemiz, sonsuzluğa göçen Muzaffer İzgü'nün tüm eserlerini ayın kitapları olarak belirledik.
Ağustos ayında İsveç PEN’i, Bağımsız Çin PEN'i ve Uluslararası PEN'in ortaklaşa Malmö'de düzenlediği "Ural - Altay Dilleri" toplantısına PEN Türkiye adına Suat Karatay ve Tarık Günersel katıldı.
Eylül Ayında Uluslararası PEN'in 83.Kongresi, 100 kadar merkezin hazır bulunmasıyla Ukrayna'nın Lviv kentinde toplandı. Türkiye Merkezi temsilcileri olarak Tülin Dursun, Halil İbrahim Özcan ve ben katıldık. Kongrenin ana teması Propaganda Çağında Gerçeğin Peşinde" diye belirlenmişti Elbet düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında Türkiye en çok üzerinde konuşulan ülkelerden biriydi. (ayrıntılar için: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/830367/Bay_45_Numara....html)
Bu arada öğrendik ki, Uluslararası PEN'in Nisan 2016'da Diyarbakır' da düzenlediği ve konuşmacı olmamı istediği "Barış" temalı sempozyumda yaptığım konuşma için hakkımda soruşturma açılmış. İfadem alındı. İddianame hazırlanıp dava açılıp açılmayacağı henüz belli değil. Bilmiyoruz. Sonucu bekliyoruz.
Hapisten çıkan her yazar ve gazeteci -üyemiz olsun ya da olmasın- düşünce ve ifade özgürlüğü konularındaki çalışmalarımız için bize teşekkür ediyor. Ancak biz sadece görevimizi yapıyoruz ve haksız yere hapiste yatan meslektaşlarımıza destek olmaya çalışıyoruz.
Geçen Hafta Frankfurt Kitap Fuarı'nda üyemiz Ahmet Şık'a "Cesur Gazeteci Ödülü" ; daha önce Eylül ayında da Edebiyatımızın "kanatsız meleği" Turhan Günay ve Evrensel Yayınevi'ne Voltaire Ödülü ; yine geçen ay üyemiz Aslı Erdoğan'a Erich Maria Remarque Barış Ödülü ve "Légion d'honneur" verildi. Her birini yürekten kutluyoruz.
Bu bağlamda siz üyelerimizden de bir ricamız var: Lütfen duruşmaları izleyin. İzleyeceğiniz duruşmaları bize bildirin. İnanın biz her birine yetişmekte güçlük çekiyoruz. Lütfen bunu açık bir çağrı olarak kabul edin.
Biz bu konularla uğraşırken, iki üyemiz PEN Türkiye'nin aidat istemesine, on yıldır aidat ödemeyenlerin üyelikten çıkarılmasına kızdılar. Derneğimizin aidat almaması gerektiğini ifade eden bir mektup yazıp bizi Uluslararası PEN'e şikayet ettiler.
Keşke önce bizle konuşsalar, keşke şu son beş yıl içinde kapımızı bir kez çalsalar, keşke duruşmaların birine, hapishane ziyaretlerinin birine katılsalar, keşke, keşke...
Sayın PEN üyeleri, Tüzüğümüzde açık seçik bir madde var: 2 yıl aidatını ödemeyenin üyeliği düşer diye. Yani bu bir yasal sorumluluk.
Aidat yılda 60 TL. Ayda 5 lira... Ayrıca bu dernek aidatla dönüyor sanan varsa, beri gelsin! Bırakın ofis kirası, cepten harcama, her dış yolculuğun cepten ödenmesi..., Her üyemiz için Uluslararası PEN'e (Federasyona) senelik aidatımızı sizler adına ödüyoruz.
Bunları yazmak zorunda kaldığım için hepinizden özür dilerim.
Hani neredeyse, şunu haykıracaktım: "Aidattan vazgeçtim, biraz sevgi, biraz saygı ve lütfen biraz emek!!!"
Daha güzel bitirmek istiyorum bu mektubu:
Ekim ayı kitabı olarak Yönetim Kurulumuz Cevat Çapan’ın ”Son Duraktan Bir Önce “adlı kitabını seçti. Gerekçeyi şöyle belirttik: (Haydar Ergülen’in sözleriyle)
Cevat Çapan, akıldan çıkmayan güzel yolculuklarla dolu şiirini yeni kitabı “Son Duraktan Bir Önce”de de sürdürüyor. Dünyayı memleket, doğayı şiir ve dostluğu evi olarak gören büyük genç şairimiz Cevat Çapan’ın yeni şiiriyle varolmanın güzelliğini bir kez daha duyumsuyoruz. Bu sonbaharı yaşanır kılan “Son Duraktan Bir Önce”yi ayın kitabı olarak seçtiğimizi mutlulukla belirtiyoruz.
PEN Türkiye Başkanından Mektup
16 Ekim 2017
Sevgili ve Sayın PEN üyeleri
İki aydır sizlere mektup yazamadım. Ama bu iki ay boyunca çalışmadık demek değil. Ağustos rehaveti ve Eylül yoğunluğu yazmamı engelledi.
Ağustos ve Eylül aylarında Yönetim Kurulu olarak, yine tüm yazar ve gazetecilerin duruşmalarında en az bir, en çok beş temsilcimizle hazır bulunarak PEN Türkiye'yi temsil ettik. Duruşmaları izlemek üzere yurt dışından gelen Uluslararası PEN ve Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) temsilcileriyle İstanbul'daki toplantılarına katıldık.
Ağustos ayında aramızdan ayrılan, sadece eşsiz çevirileriyle değil, yazılarıyla da edebiyatımıza sonsuz katkıda bulunan üyemiz Ahmet Cemal'in tüm eserlerini... Eylül ayında ise yine üyemiz, sonsuzluğa göçen Muzaffer İzgü'nün tüm eserlerini ayın kitapları olarak belirledik.
Ağustos ayında İsveç PEN’i, Bağımsız Çin PEN'i ve Uluslararası PEN'in ortaklaşa Malmö'de düzenlediği "Ural - Altay Dilleri" toplantısına PEN Türkiye adına Suat Karatay ve Tarık Günersel katıldı.
Eylül Ayında Uluslararası PEN'in 83.Kongresi, 100 kadar merkezin hazır bulunmasıyla Ukrayna'nın Lviv kentinde toplandı. Türkiye Merkezi temsilcileri olarak Tülin Dursun, Halil İbrahim Özcan ve ben katıldık. Kongrenin ana teması Propaganda Çağında Gerçeğin Peşinde" diye belirlenmişti Elbet düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında Türkiye en çok üzerinde konuşulan ülkelerden biriydi. (ayrıntılar için: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/830367/Bay_45_Numara....html)
Bu arada öğrendik ki, Uluslararası PEN'in Nisan 2016'da Diyarbakır' da düzenlediği ve konuşmacı olmamı istediği "Barış" temalı sempozyumda yaptığım konuşma için hakkımda soruşturma açılmış. İfadem alındı. İddianame hazırlanıp dava açılıp açılmayacağı henüz belli değil. Bilmiyoruz. Sonucu bekliyoruz.
Hapisten çıkan her yazar ve gazeteci -üyemiz olsun ya da olmasın- düşünce ve ifade özgürlüğü konularındaki çalışmalarımız için bize teşekkür ediyor. Ancak biz sadece görevimizi yapıyoruz ve haksız yere hapiste yatan meslektaşlarımıza destek olmaya çalışıyoruz.
Geçen Hafta Frankfurt Kitap Fuarı'nda üyemiz Ahmet Şık'a "Cesur Gazeteci Ödülü" ; daha önce Eylül ayında da Edebiyatımızın "kanatsız meleği" Turhan Günay ve Evrensel Yayınevi'ne Voltaire Ödülü ; yine geçen ay üyemiz Aslı Erdoğan'a Erich Maria Remarque Barış Ödülü ve "Légion d'honneur" verildi. Her birini yürekten kutluyoruz.
Bu bağlamda siz üyelerimizden de bir ricamız var: Lütfen duruşmaları izleyin. İzleyeceğiniz duruşmaları bize bildirin. İnanın biz her birine yetişmekte güçlük çekiyoruz. Lütfen bunu açık bir çağrı olarak kabul edin.
Biz bu konularla uğraşırken, iki üyemiz PEN Türkiye'nin aidat istemesine, on yıldır aidat ödemeyenlerin üyelikten çıkarılmasına kızdılar. Derneğimizin aidat almaması gerektiğini ifade eden bir mektup yazıp bizi Uluslararası PEN'e şikayet ettiler.
Keşke önce bizle konuşsalar, keşke şu son beş yıl içinde kapımızı bir kez çalsalar, keşke duruşmaların birine, hapishane ziyaretlerinin birine katılsalar, keşke, keşke...
Sayın PEN üyeleri, Tüzüğümüzde açık seçik bir madde var: 2 yıl aidatını ödemeyenin üyeliği düşer diye. Yani bu bir yasal sorumluluk.
Aidat yılda 60 TL. Ayda 5 lira... Ayrıca bu dernek aidatla dönüyor sanan varsa, beri gelsin! Bırakın ofis kirası, cepten harcama, her dış yolculuğun cepten ödenmesi..., Her üyemiz için Uluslararası PEN'e (Federasyona) senelik aidatımızı sizler adına ödüyoruz.
Bunları yazmak zorunda kaldığım için hepinizden özür dilerim.
Hani neredeyse, şunu haykıracaktım: "Aidattan vazgeçtim, biraz sevgi, biraz saygı ve lütfen biraz emek!!!"
Daha güzel bitirmek istiyorum bu mektubu:
Ekim ayı kitabı olarak Yönetim Kurulumuz Cevat Çapan’ın ”Son Duraktan Bir Önce “adlı kitabını seçti. Gerekçeyi şöyle belirttik: (Haydar Ergülen’in sözleriyle)
Cevat Çapan, akıldan çıkmayan güzel yolculuklarla dolu şiirini yeni kitabı “Son Duraktan Bir Önce”de de sürdürüyor. Dünyayı memleket, doğayı şiir ve dostluğu evi olarak gören büyük genç şairimiz Cevat Çapan’ın yeni şiiriyle varolmanın güzelliğini bir kez daha duyumsuyoruz. Bu sonbaharı yaşanır kılan “Son Duraktan Bir Önce”yi ayın kitabı olarak seçtiğimizi mutlulukla belirtiyoruz.
Hepinize Sevgi ve Saygılarımla,
Zeynep Oral