Hüseyin 23, Yusuf 25, Deniz 25 yaşındaydı. 1972’nin 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan ve halkın o güzelim geleneksel inançla Hıdırellez’i kutladığı gecenin sabahına karşı... Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için üçü de darağacındaydı.
Son sözleri de ilk sözleri gibiydi, içtendi, gençti, çığlıktı, isyandı. Deniz en uzun boylusuydu içlerinde, ama bağımsızlık, özgürlük uğrunda Hüseyin de, Yusuf da Deniz’den geri kalmadı. Hepsi de devrim yolunda uzun mesafe koşucusuydu... Devletin ve sistemin ‘sanatçı’ kılıklı soytarılarınca lince maruz bırakılan, sonra da genç yaşında canından olan ‘iki gözüm’üz Ahmet Kaya’nın, Attila İlhan’dan bestelediği “Mahur Beste”si; 48 yıldır içimizi yakıyor bir kez daha, acımızı artırıyor bir kez daha, öfkemizi çoğaltıyor bir kez daha. “Bir yangın ormanından fışkırmış genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.” Yine Ahmet Kaya’nın “Adı Bahtiyar” şarkısında, “suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar” dediği gibi, grup üzerindeki baskıların kaldırılmasını ve türkülerini özgürce, yasaksız çalıp söylemek isteyen Grup Yorum’un üyeleri de ölüm orucunda bir bir can veriyor. Helin öldü, İbrahim de ölmesin... Ölüm kimseye bir şey kazandırmaz, can kaybettirir yalnızca. Olmasın bir kez daha!
PEN Türkiye’den 6 Mayıs için…
“O mahur beste çalar...”
Her 6 Mayıs’ta ağlarız!
Hüseyin 23, Yusuf 25, Deniz 25 yaşındaydı.
1972’nin 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan ve
halkın o güzelim geleneksel inançla Hıdırellez’i
kutladığı gecenin sabahına karşı...
Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için
üçü de darağacındaydı.
Son sözleri de ilk sözleri gibiydi,
içtendi, gençti, çığlıktı, isyandı.
Deniz en uzun boylusuydu içlerinde,
ama bağımsızlık, özgürlük uğrunda
Hüseyin de, Yusuf da Deniz’den
geri kalmadı. Hepsi de devrim yolunda
uzun mesafe koşucusuydu...
Devletin ve sistemin ‘sanatçı’ kılıklı soytarılarınca
lince maruz bırakılan, sonra da genç yaşında canından
olan ‘iki gözüm’üz Ahmet Kaya’nın, Attila İlhan’dan
bestelediği “Mahur Beste”si;
48 yıldır içimizi yakıyor bir kez daha,
acımızı artırıyor bir kez daha,
öfkemizi çoğaltıyor bir kez daha.
“Bir yangın ormanından fışkırmış genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.”
Yine Ahmet Kaya’nın “Adı Bahtiyar” şarkısında,
“suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar” dediği gibi,
grup üzerindeki baskıların kaldırılmasını ve türkülerini
özgürce, yasaksız çalıp söylemek isteyen Grup Yorum’un
üyeleri de ölüm orucunda bir bir can veriyor. Helin öldü,
İbrahim de ölmesin...
Ölüm kimseye bir şey kazandırmaz, can kaybettirir yalnızca.
Olmasın bir kez daha!
PEN Türkiye