Türkiye Yayıncılar Birliği’nin düzenlediği Türkiye Yayıncılık Kurultayının dokuzuncusu, 25-26 Haziran tarihlerinde online olarak gerçekleştirildi. Kurultayda, yayıncılığın geleceği, dijital seçenekler, farklı alanlardaki sorunlar, korumanın önemi ve Türkiye’de okuma kültürünün ayrıntıları tartışıldı.
2 gün boyunca kurultayda yurt dışından 12, Türkiye’den 46 olmak üzere 58 konuşmacı yer aldı. İlk kez online olarak gerçekleştirilen kurultayı iki günde 500ü aşkın kişi izledi. Açılışta, Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Başkanı Kenan Kocatürk, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesiyle güvence altına alınmış yayımlama ve ifade özgürlüğünü de savunmanın, yayıncıların en önemli görevleri arasında olduğuna dikkat çekti. PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral’ın Corona virüsünden daha zalim bir virüse dikkat çektiği açılış konuşmasını devam sayfasında bulabilirsiniz. Kurultayın sonuç bildirgesi ileride açıklanacak.
Zeynep Oral’ın Yayıncılık Kurultayı Açılışında Yaptığı Konuşma:
Türkiye Yayıncılar Birliği’ne, çok önemli bulduğum bu Kurultayın açılışında, PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı olarak bana da sözü verdikleri için çok teşekkür ederim.
Birbirinden değerli konuşmacıları, yazarları, yayınevi temsilcilerini bir araya getiren bu Kurultay, bugüne dek hiç yaşanmamış, hiç görülmemiş olağanüstü günlerde, koşullarda gerçekleştiriliyor…
Hayır, hayır, dünyayı ve hepimizi tehdit eden Korona Virüs salgınından pandemiden söz etmiyorum. Evet o da var. Ama en az korona kadar, belki daha da tehlikeli ve zalim bir virüs var.
Dünyanın bir çok yerinde vahşi kapitalizmden beslenen, totaliter rejimlerle bütünleşen bir virüs. Doğaya, bilime, insan onuruna düşman bir virüs! Düşünce ve ifade özgürlüğüne tahammülü olmayan bir virüs! Şiddetle, öfkeyle, kinle bütünleşen bir virüs!. İktidar olmayı, baskı , zulüm aracı sayan bir virüs.
Biz, PEN Türkiye olarak bu virüse “Ayrımcılık” diyoruz! “Ötekileştirme” diyoruz! Hak ve hukukun yok sayılması diyoruz! Adaletsizlik diyoruz. Adaletin siyasetin emrinde olması diyoruz.
Eğer ,Dünyanın bir ucundan yükselen “Nefes alamıyorum” haykırışı, benimki de dahil bir çok ülkede yankılanıyorsa… Ve dünyada benim ülkem, “dünyanın en büyük yazar ve gazeteci hapishanesi” diye anılarak vicdanları kanatıyorsa… Ve eğer ülkemin hapishanelerinde, bir tek insan günlerce, aylarca, yıllarca haksız yere rehin tutulabiliyorsa hiç, ama hiç birimiz özgür değiliz!
Bugüne kadar PEN Türkiye, Yayıncılar Birliğiyle, Türkiye Yazarlar Sendikasıyla birçok barış eyleminde, düşünce ve ifade özgürlüğü konularında omuz omuza, dayanışma içinde mücadele etti. Bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.
Hepinize başarılı bir kurultay, bol kitaplı sağlıklı günler diliyorum.
IX. Türkiye Yayıncılık Kurultayı
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin düzenlediği Türkiye Yayıncılık Kurultayının dokuzuncusu, 25-26 Haziran tarihlerinde online olarak gerçekleştirildi. Kurultayda, yayıncılığın geleceği, dijital seçenekler, farklı alanlardaki sorunlar, korumanın önemi ve Türkiye’de okuma kültürünün ayrıntıları tartışıldı.
2 gün boyunca kurultayda yurt dışından 12, Türkiye’den 46 olmak üzere 58 konuşmacı yer aldı. İlk kez online olarak gerçekleştirilen kurultayı iki günde 500ü aşkın kişi izledi. Açılışta, Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Başkanı Kenan Kocatürk, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesiyle güvence altına alınmış yayımlama ve ifade özgürlüğünü de savunmanın, yayıncıların en önemli görevleri arasında olduğuna dikkat çekti. PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral’ın Corona virüsünden daha zalim bir virüse dikkat çektiği açılış konuşmasını devam sayfasında bulabilirsiniz. Kurultayın sonuç bildirgesi ileride açıklanacak.
Zeynep Oral’ın Yayıncılık Kurultayı Açılışında Yaptığı Konuşma:
Türkiye Yayıncılar Birliği’ne, çok önemli bulduğum bu Kurultayın açılışında, PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı olarak bana da sözü verdikleri için çok teşekkür ederim.
Birbirinden değerli konuşmacıları, yazarları, yayınevi temsilcilerini bir araya getiren bu Kurultay, bugüne dek hiç yaşanmamış, hiç görülmemiş olağanüstü günlerde, koşullarda gerçekleştiriliyor…
Hayır, hayır, dünyayı ve hepimizi tehdit eden Korona Virüs salgınından pandemiden söz etmiyorum. Evet o da var. Ama en az korona kadar, belki daha da tehlikeli ve zalim bir virüs var.
Dünyanın bir çok yerinde vahşi kapitalizmden beslenen, totaliter rejimlerle bütünleşen bir virüs. Doğaya, bilime, insan onuruna düşman bir virüs! Düşünce ve ifade özgürlüğüne tahammülü olmayan bir virüs! Şiddetle, öfkeyle, kinle bütünleşen bir virüs!. İktidar olmayı, baskı , zulüm aracı sayan bir virüs.
Biz, PEN Türkiye olarak bu virüse “Ayrımcılık” diyoruz! “Ötekileştirme” diyoruz! Hak ve hukukun yok sayılması diyoruz! Adaletsizlik diyoruz. Adaletin siyasetin emrinde olması diyoruz.
Eğer ,Dünyanın bir ucundan yükselen “Nefes alamıyorum” haykırışı, benimki de dahil bir çok ülkede yankılanıyorsa… Ve dünyada benim ülkem, “dünyanın en büyük yazar ve gazeteci hapishanesi” diye anılarak vicdanları kanatıyorsa… Ve eğer ülkemin hapishanelerinde, bir tek insan günlerce, aylarca, yıllarca haksız yere rehin tutulabiliyorsa hiç, ama hiç birimiz özgür değiliz!
Bugüne kadar PEN Türkiye, Yayıncılar Birliğiyle, Türkiye Yazarlar Sendikasıyla birçok barış eyleminde, düşünce ve ifade özgürlüğü konularında omuz omuza, dayanışma içinde mücadele etti. Bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.
Hepinize başarılı bir kurultay, bol kitaplı sağlıklı günler diliyorum.