Mülkiye’de Ece Ayhan’la aynı dönemde, Cemal Süreya ile birlikte okudu. Ünsal Oskay Hocamızın demesiyle, onlar, “Türk şiirinin üç parasız yatılısı”ydı: Önce Cemal Süreya gitti, ardından Ece Ayhan, şimdi de Sezai Karakoç.
Sezai Karakoç, Körfez, Şahdamar, Sesler üçlemesiyle İkinci Yeni şiirinin en güçlü ataklarından birini gerçekleştirirken, Hızırla Kırk Saat, Taha’nın Kitabı ve Gül Muştusu üçlemesiyle de inancı doğrultusundaki şiirin yetkin örneklerini verdi.
Şiirimiz Cemal Süreya’ya da, Ece Ayhan’a da, Sezai Karakoç’a da çok şey borçlu. Şiir cumhuriyetinde hepsinin ayrı ayrı yeri var. Şiirimiz onlarla var.
SON ‘PARASIZ YATILI’YI DA YİTİRDİK
Mülkiye’de Ece Ayhan’la aynı dönemde, Cemal Süreya ile birlikte okudu. Ünsal Oskay Hocamızın demesiyle, onlar, “Türk şiirinin üç parasız yatılısı”ydı: Önce Cemal Süreya gitti, ardından Ece Ayhan, şimdi de Sezai Karakoç.
Sezai Karakoç, Körfez, Şahdamar, Sesler üçlemesiyle İkinci Yeni şiirinin en güçlü ataklarından birini gerçekleştirirken, Hızırla Kırk Saat, Taha’nın Kitabı ve Gül Muştusu üçlemesiyle de inancı doğrultusundaki şiirin yetkin örneklerini verdi.
Şiirimiz Cemal Süreya’ya da, Ece Ayhan’a da, Sezai Karakoç’a da çok şey borçlu. Şiir cumhuriyetinde hepsinin ayrı ayrı yeri var. Şiirimiz onlarla var.
Sezai Karakoç’u saygıyla uğurluyoruz.
PEN Türkiye