Cahit Sıtkı Tarancı otuzbeş yaş, memleket isterim ve daha birçok önemli şiirin şairi. 1940’lı yılların hemen başlarında Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde yapar yedek subay askerliğini.
Birliğindeki askerliğinin ilk günlerinde erat defterini önüne aldığında eratın arasından gözüne çarpar Mardin’in Midyat ilçesi Cobin köyünden Abbas oğlu Abbas’ın adı. Çağırtır, yüzyüze görüşür. Saflığı, temizliği Abbas’ı emir eri olarak seçmeye yeter.
Sonra o yıllarda henüz küçücük şirin bir ilçe olan eski Burhaniye’nin şimdilerde otogarın hemen arkasında Memişler mahallesindeki bir evi kiralar. Kendisi üst katta Abbas da alt kattaki küçük odada kalır.
1945’te Cumhuriyete yazdığı “Haydi Abbas” şiirinin hikayesinde “Abbas deyip seslendiğimde gaipten gelip emre amade bir adam çakı gibi dikilirdi karşıma Abbas…”
İşte Abbas şiiri ile şairin en yakın arkadaşlarından Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektupların ev adresi olan o ev 2004 yılında sokak duvarına çakılan bir plaket ve şiirle kayıt altına alınır ve öylece kalır kaldığı yerde.
2021’de o mahalleden yolu geçen bir Diyarbakırlının evin fotoğrafını çekip PEN Diyarbakır Temsilcisi ve Cahidin hemşehrisi yazar Şeyhmus Diken’e yollaması üzerine süreç başlar. Diken önce Burhaniye belediyesi kültür müdürünü arar, durumu anlatır. Sonra belediye başkanı Ali Kemal Deveciler ile görüşür. “Müze yapın başkan” der.
Ve 2022 yılı Burhaniye 3. Kitap fuarı günlerinde Belediye Başkanı, Şeyhmus Diken’in söyleşisinden sonra sahneye çıkıp güzel haberi paylaşır. Ev yanındaki arsa ile birlikte satın alınarak müzeye dönüştürülüp bir dahaki yılın kitap fuarında da açılışı yapılacaktır.
Kitap fuarının onur yazarı PEN Ankara Temsilcisi yazar Yaşar Seyman ve belediye görevlileri ve Şeyhmus Diken birlikte eve gidip şairin seksen yıl evvel 1941-42’de bir buçuk yıl kaldığı evi gezip görürler. Öte yakaya göçmüş evin sahibinin oğlu, gelini ve torunları ile sohbet ve onların da heyecanı katılır işin içine.
Yazarların, öte yakaya göçen ve arkalarında sadece edebi metinlerini değil hatıraları ile birlikte izlerini de bıraktıklarını paylaşmak ise kurumları olan PEN yazarlar derneğine düşer…
Burhaniye’ye Cahit Sıtkı Müzesi
Cahit Sıtkı Tarancı otuzbeş yaş, memleket isterim ve daha birçok önemli şiirin şairi. 1940’lı yılların hemen başlarında Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde yapar yedek subay askerliğini.
Birliğindeki askerliğinin ilk günlerinde erat defterini önüne aldığında eratın arasından gözüne çarpar Mardin’in Midyat ilçesi Cobin köyünden Abbas oğlu Abbas’ın adı. Çağırtır, yüzyüze görüşür. Saflığı, temizliği Abbas’ı emir eri olarak seçmeye yeter.
Sonra o yıllarda henüz küçücük şirin bir ilçe olan eski Burhaniye’nin şimdilerde otogarın hemen arkasında Memişler mahallesindeki bir evi kiralar. Kendisi üst katta Abbas da alt kattaki küçük odada kalır.
1945’te Cumhuriyete yazdığı “Haydi Abbas” şiirinin hikayesinde “Abbas deyip seslendiğimde gaipten gelip emre amade bir adam çakı gibi dikilirdi karşıma Abbas…”
İşte Abbas şiiri ile şairin en yakın arkadaşlarından Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektupların ev adresi olan o ev 2004 yılında sokak duvarına çakılan bir plaket ve şiirle kayıt altına alınır ve öylece kalır kaldığı yerde.
2021’de o mahalleden yolu geçen bir Diyarbakırlının evin fotoğrafını çekip PEN Diyarbakır Temsilcisi ve Cahidin hemşehrisi yazar Şeyhmus Diken’e yollaması üzerine süreç başlar. Diken önce Burhaniye belediyesi kültür müdürünü arar, durumu anlatır. Sonra belediye başkanı Ali Kemal Deveciler ile görüşür. “Müze yapın başkan” der.
Ve 2022 yılı Burhaniye 3. Kitap fuarı günlerinde Belediye Başkanı, Şeyhmus Diken’in söyleşisinden sonra sahneye çıkıp güzel haberi paylaşır. Ev yanındaki arsa ile birlikte satın alınarak müzeye dönüştürülüp bir dahaki yılın kitap fuarında da açılışı yapılacaktır.
Kitap fuarının onur yazarı PEN Ankara Temsilcisi yazar Yaşar Seyman ve belediye görevlileri ve Şeyhmus Diken birlikte eve gidip şairin seksen yıl evvel 1941-42’de bir buçuk yıl kaldığı evi gezip görürler. Öte yakaya göçmüş evin sahibinin oğlu, gelini ve torunları ile sohbet ve onların da heyecanı katılır işin içine.
Yazarların, öte yakaya göçen ve arkalarında sadece edebi metinlerini değil hatıraları ile birlikte izlerini de bıraktıklarını paylaşmak ise kurumları olan PEN yazarlar derneğine düşer…