Şiirimizin büyük gurbetçisi Nazım Hikmet’in “Düşman” şiirinde yazdığı gibi yaşıyoruz şu günleri. Büyük bir düşmanlık üretilip onun üzerinden yapılan saldırıların önü arkası kesilmiyor. Karanlık sözlerle, kinli bakışlarla ve elbette tepeden tırnağa çağın gerisinde kalmış, düşünce diyemeyeceğimiz saldırgan haykırışlarıyla, meyve çağında hayatın, genç kızların, kadınların, delikanlıların, her yaştan insanın, doğanın, hayvanın, aşkın, yakınlığın, yaşamı güzelleştiren her şeyin, müziğin, tiyatronun, resmin, kitabın, edebiyatın, şiirin, sinemanın, heykelin, güncel sanatın, dinletilerin, gösterilerin, ezcümle ‘serpilip gelişen hayatın düşmanı’ onlar.
‘Sivil toplum’ dedikleri, topluma gruplar, dernekler, birlikler, tarikatlar, yurtlar, kurslar ve cemadatlarıyla iktidarın siyasal söylemleri doğrultusunda yolunda, laikliği küfür gibi kullanarak, Cumhuriyetin tüm değerlerini, ilkelerini yok sayarak saldırganlıklarını artırmaktadırlar.
Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz”, olmayacaktır da!
Sizden olmayan ya da düşüncelerini beğenmediğiniz şairlere ceza vermekle, müzisyenlerin konserlerini, İBB’nin Feshane’deki açılış sergisini yasaklamakla, saldırmakla özgür düşünceyi, sanatı ortadan kaldıramazsınız! Bu ülkenin insanlarının en az yarısının sizin gibi düşünmediğini unutmayın! İktidar sarhoşluğuna kapılmayın! Bugün sesinizi çıkarmadığınız canavar, yarın sizi de yeterince dindar bulmayacak, laik, muhafazakar demeden hepimizi bir Taliban rejimine mahkum edecektir.
Türkiye Cumhuriyeti yasaklar ülkesi olamaz!
Şiirimizin büyük gurbetçisi Nazım Hikmet’in “Düşman” şiirinde yazdığı gibi yaşıyoruz şu günleri. Büyük bir düşmanlık üretilip onun üzerinden yapılan saldırıların önü arkası kesilmiyor. Karanlık sözlerle, kinli bakışlarla ve elbette tepeden tırnağa çağın gerisinde kalmış, düşünce diyemeyeceğimiz saldırgan haykırışlarıyla, meyve çağında hayatın, genç kızların, kadınların, delikanlıların, her yaştan insanın, doğanın, hayvanın, aşkın, yakınlığın, yaşamı güzelleştiren her şeyin, müziğin, tiyatronun, resmin, kitabın, edebiyatın, şiirin, sinemanın, heykelin, güncel sanatın, dinletilerin, gösterilerin, ezcümle ‘serpilip gelişen hayatın düşmanı’ onlar.
‘Sivil toplum’ dedikleri, topluma gruplar, dernekler, birlikler, tarikatlar, yurtlar, kurslar ve cemadatlarıyla iktidarın siyasal söylemleri doğrultusunda yolunda, laikliği küfür gibi kullanarak, Cumhuriyetin tüm değerlerini, ilkelerini yok sayarak saldırganlıklarını artırmaktadırlar.
Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz”, olmayacaktır da!
Sizden olmayan ya da düşüncelerini beğenmediğiniz şairlere ceza vermekle, müzisyenlerin konserlerini, İBB’nin Feshane’deki açılış sergisini yasaklamakla, saldırmakla özgür düşünceyi, sanatı ortadan kaldıramazsınız! Bu ülkenin insanlarının en az yarısının sizin gibi düşünmediğini unutmayın! İktidar sarhoşluğuna kapılmayın! Bugün sesinizi çıkarmadığınız canavar, yarın sizi de yeterince dindar bulmayacak, laik, muhafazakar demeden hepimizi bir Taliban rejimine mahkum edecektir.
PEN Yazarlar Derneği (12 Temmuz 2023)