Dünyada savaşsız günler de olacağının umudunu asla yitirmiyoruz. Ancak, en yakın sınırlarımızdan başlayarak her yerde savaş var, Türkiye de bir savaşın içinde, vaktiyle atıldığı, şimdi kendisini kurtaramadığı bir savaş bu. Savaş ağaları, lordları, büyük devletler, savaştan beslenen büyük bir yapı varken barış olur mu?
Dünyada barış yok, ülkede de toplumsal barış yok! Uzun yıllardır ayırıcı, kutuplaştırıcı bir dille Türkiye’yi getirdikleri durum bu, en tehlikeli olan şey, laik ve dindar ayrımı.
Laikler, sekülerler, beyazlar diye yazıyorlar, konuşuyorlar, böyle niteledikleri kesimler de onlara dinbazlar diyor. İki tarafın da birbirleri için kullandıkları daha ağır sözcükler de var!
Şimdi de okulları ayırmaya çalışıyor bu ötekileştirici, bölücü dil. Karma eğitim bu millete dayatılmışmış, taciz olurmuş, tarikatlarda, cemaatlerde, yurtlarda çocuklar hocaların, şeyhlerin tacizine uğrarken, bunu söylemek hangi kitaba sığar?
Yeni eğitim bakanı ilk işareti verdi karma eğitime son verilebileceği konusunda. Yarın bir başka bakan, yetkili, Diyanetin başındaki kişi toplumu iyice gerecek, bölecek bir şey daha söyler, olmadı bu ülkede özgürce yaşamamız için savaşan, Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün adını anmaz, biraz daha oynar sinirlerimizle, devleti yönetenler de bir şeycik demez!
Daha muhafazakar oldukça daha ahlaklı olacağını söyledikleri memlekete bakın, deliler panayırı gibi, çıldırmış haldeyiz hepimiz, çocuklar, gençler birbirlerini öldürüyor artık!
O nedenle bize bir gün barış yetmez, biz her günün barış günü olmasını istiyoruz! Bunun için mücadeleye devam ediyoruz. Ve edeceğiz.
Yalnızca 1 Eylül değil, her gün Barış Günü olsun!
Dünyada savaşsız günler de olacağının umudunu asla yitirmiyoruz. Ancak, en yakın sınırlarımızdan başlayarak her yerde savaş var, Türkiye de bir savaşın içinde, vaktiyle atıldığı, şimdi kendisini kurtaramadığı bir savaş bu. Savaş ağaları, lordları, büyük devletler, savaştan beslenen büyük bir yapı varken barış olur mu?
Dünyada barış yok, ülkede de toplumsal barış yok! Uzun yıllardır ayırıcı, kutuplaştırıcı bir dille Türkiye’yi getirdikleri durum bu, en tehlikeli olan şey, laik ve dindar ayrımı.
Laikler, sekülerler, beyazlar diye yazıyorlar, konuşuyorlar, böyle niteledikleri kesimler de onlara dinbazlar diyor. İki tarafın da birbirleri için kullandıkları daha ağır sözcükler de var!
Şimdi de okulları ayırmaya çalışıyor bu ötekileştirici, bölücü dil. Karma eğitim bu millete dayatılmışmış, taciz olurmuş, tarikatlarda, cemaatlerde, yurtlarda çocuklar hocaların, şeyhlerin tacizine uğrarken, bunu söylemek hangi kitaba sığar?
Yeni eğitim bakanı ilk işareti verdi karma eğitime son verilebileceği konusunda. Yarın bir başka bakan, yetkili, Diyanetin başındaki kişi toplumu iyice gerecek, bölecek bir şey daha söyler, olmadı bu ülkede özgürce yaşamamız için savaşan, Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün adını anmaz, biraz daha oynar sinirlerimizle, devleti yönetenler de bir şeycik demez!
Daha muhafazakar oldukça daha ahlaklı olacağını söyledikleri memlekete bakın, deliler panayırı gibi, çıldırmış haldeyiz hepimiz, çocuklar, gençler birbirlerini öldürüyor artık!
O nedenle bize bir gün barış yetmez, biz her günün barış günü olmasını istiyoruz! Bunun için mücadeleye devam ediyoruz. Ve edeceğiz.
PEN Türkiye – 31 Ağustos 2023