21. Yüzyıl'da, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı'nı kutladığımız dönemde Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamaları, Türkiye’de güç sahiplerinin ortaya koyduğu gerici, karanlık zihniyeti ve eğitim sistemindeki tutarsızlığı bir kez daha ortaya koymuştur. Eğitim sistemimiz tarikatlara ve cemaatlere teslim edilemez. Tarikat ve cemaatler sivil toplum kuruluşları değildir. Okullara ve orduya din ve inancı soktuğunuz zaman korkarız ki, yine “Aldatıldık” diyecek bir yönetim egemen olacaktır.
Daha önce de eğitimi teslim ettikleri taşeron ve gizli örgütlerin manipülasyon sonucu kurduğu tarikatlar ve “ne istedilerse verdikleri” örgütler aracılığıyla Türkiye’nin başına gelenleri gördük. Daha önce “Aldatıldık” diyenlerin yeniden “aldatılmalarına" izin veremeyiz.
Bir an önce laik eğitime dönmek zorunluluğumuz var. Bu nedenle Eğitim Bakanı'nın sözlerine tepkiler çığ gibi büyümektedir. Eğitim alanında millet için değil ümmet için çalışmak faaliyet göstermek yasalarımıza göre suçtur.
Eğer Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten eğitim alanındaki sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak istiyorsa, bir an önce bu alanın uzmanları olan AÇEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim Reformu Girişimi, Eğitim İş Sendikası gibi kurumlarla işbirliği yapmalıdır. Laiklik, demokrasilerin olmazsa olmaz koşuludur. Bilimden, çağın gerçeklerinden uzak, karanlık yarınlara çocuklarımızı, gençlerimizi mahkum etmek istemiyorsak bir an önce nitelikli, adil, eşitlikçi laik eğitim sistemine geri dönülmelidir.
PEN: DERHAL LAİK EĞİTİME DÖNÜLMELİDİR.
21. Yüzyıl'da, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı'nı kutladığımız dönemde Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamaları, Türkiye’de güç sahiplerinin ortaya koyduğu gerici, karanlık zihniyeti ve eğitim sistemindeki tutarsızlığı bir kez daha ortaya koymuştur. Eğitim sistemimiz tarikatlara ve cemaatlere teslim edilemez. Tarikat ve cemaatler sivil toplum kuruluşları değildir. Okullara ve orduya din ve inancı soktuğunuz zaman korkarız ki, yine “Aldatıldık” diyecek bir yönetim egemen olacaktır.
Daha önce de eğitimi teslim ettikleri taşeron ve gizli örgütlerin manipülasyon sonucu kurduğu tarikatlar ve “ne istedilerse verdikleri” örgütler aracılığıyla Türkiye’nin başına gelenleri gördük. Daha önce “Aldatıldık” diyenlerin yeniden “aldatılmalarına" izin veremeyiz.
Bir an önce laik eğitime dönmek zorunluluğumuz var. Bu nedenle Eğitim Bakanı'nın sözlerine tepkiler çığ gibi büyümektedir. Eğitim alanında millet için değil ümmet için çalışmak faaliyet göstermek yasalarımıza göre suçtur.
Eğer Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten eğitim alanındaki sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak istiyorsa, bir an önce bu alanın uzmanları olan AÇEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim Reformu Girişimi, Eğitim İş Sendikası gibi kurumlarla işbirliği yapmalıdır. Laiklik, demokrasilerin olmazsa olmaz koşuludur. Bilimden, çağın gerçeklerinden uzak, karanlık yarınlara çocuklarımızı, gençlerimizi mahkum etmek istemiyorsak bir an önce nitelikli, adil, eşitlikçi laik eğitim sistemine geri dönülmelidir.
PEN Yazarlar Derneği - 21 Aralık 2023