Faili Meçhul Öfke, aşkla ve direnerek “beklemeyi” bilenlere adanan bir roman... Beklemeyi romanda toplumsal bir niteliğe dönüştüren yazar, felsefi ve estetik yapısını da tartışmaya açıyor.
Faili Meçhul Öfke, aşk romanı değil, polisiye hiç değil. Tarihsel bir roman mı? Belki... Faili Meçhul Öfke romanında aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihini anlatırken aynı zamanda o günlerden bu günlere gelen toplumun sosyolojisi yansıtılıyor. Romanda, polisiye romanlardaki girift kurgusu bu nedenle oluşturuluyor ve düşünsel kalıplar halinde okuyucuya aktarılıyor... Faili Meçhul Öfke, bireyin umutla ve güzel günleri beklerken “aşkı” nasıl yaşadığı, toplumsal sorunlar sarmalından çıkmak için insanların içindeki saflığı da nasıl yaşattığı alabildiğine gözler önüne seriyor. Bu roman, aslında hâlâ sözcüklerinin henüz bitmediğini, “bizim de söyleyecek bir sözümüz var” diyebilenlerin bir romanı... Bu roman, 12 Eylül döneminde gözaltına alınan o gencecik çocuklara nasıl işkence yapıldığını ve o çocukların nasıl direndiklerini anlatıyor. Aynı zamanda devletin içerisinde devleti koruyormuş gibi davrananların aslında kendi iktidarlarını nasıl acımasızca, zalim ve kirli bir şekilde korumaya çalıştıklarını ve bu iktidarlarını korumak için de aynı zamanda kendi içlerinde nasıl çatıştıklarını, özce bu ülkede son otuz yılda neler yaşandığını hatırlatmakla kalmıyor, bu günlere sarkan serüvenini de bize yaşatıyor. Faili Meçhul Öfke romanı, birbirilerini mecnun gibi seven Leyla’yla Mazlum adındaki iki gencin olaylara tanıklığını yaşamlarının bir anlamı olarak karşımıza çıkarıyor. Öyle ki, bu romanı okuyan herkes bu mecnunluğu, bu tanıklığı, Leyla ve Mazlum’la birlikte paylaşacak ve son 30 yılın tüm günahlarının vebalini kendi boyunlarında hissedecek.
Adnan Gerger'in Romanı "Faili Meçhul Öfke" Çıktı...
Faili Meçhul Öfke, aşkla ve direnerek “beklemeyi” bilenlere adanan bir roman... Beklemeyi romanda toplumsal bir niteliğe dönüştüren yazar, felsefi ve estetik yapısını da tartışmaya açıyor.
Faili Meçhul Öfke, aşk romanı değil, polisiye hiç değil. Tarihsel bir roman mı? Belki... Faili Meçhul Öfke romanında aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihini anlatırken aynı zamanda o günlerden bu günlere gelen toplumun sosyolojisi yansıtılıyor. Romanda, polisiye romanlardaki girift kurgusu bu nedenle oluşturuluyor ve düşünsel kalıplar halinde okuyucuya aktarılıyor... Faili Meçhul Öfke, bireyin umutla ve güzel günleri beklerken “aşkı” nasıl yaşadığı, toplumsal sorunlar sarmalından çıkmak için insanların içindeki saflığı da nasıl yaşattığı alabildiğine gözler önüne seriyor.
Bu roman, aslında hâlâ sözcüklerinin henüz bitmediğini, “bizim de söyleyecek bir sözümüz var” diyebilenlerin bir romanı...
Bu roman, 12 Eylül döneminde gözaltına alınan o gencecik çocuklara nasıl işkence yapıldığını ve o çocukların nasıl direndiklerini anlatıyor. Aynı zamanda devletin içerisinde devleti koruyormuş gibi davrananların aslında kendi iktidarlarını nasıl acımasızca, zalim ve kirli bir şekilde korumaya çalıştıklarını ve bu iktidarlarını korumak için de aynı zamanda kendi içlerinde nasıl çatıştıklarını, özce bu ülkede son otuz yılda neler yaşandığını hatırlatmakla kalmıyor, bu günlere sarkan serüvenini de bize yaşatıyor.
Faili Meçhul Öfke romanı, birbirilerini mecnun gibi seven Leyla’yla Mazlum adındaki iki gencin olaylara tanıklığını yaşamlarının bir anlamı olarak karşımıza çıkarıyor. Öyle ki, bu romanı okuyan herkes bu mecnunluğu, bu tanıklığı, Leyla ve Mazlum’la birlikte paylaşacak ve son 30 yılın tüm günahlarının vebalini kendi boyunlarında hissedecek.