Bazı matemlerin sonu yoktur; ölünceye kadar sürüp gider. Öldükten sonra da bitmez. İsrafil suruna üflese de, kıyamet kopsa da, mahşer toplansa da bitmez o matem." Ölümü Gözlerinden Gördüm, İranlı çevirmen-şair Haşim Hüsrevşahi'nin kaleminden sarsıcı bir ilk roman. İran'ın batı kapısı, belleği, şairler kenti Tebriz'de yaklaşık bir asırlık zaman diliminde geçen roman; şiddetin, zulmün ve adaletsizliğin pençesindeki yaşamları, kıvrak bir dilin yalın asaletiyle anlatıyor. İnsanoğlu'nun içinde boğulduğu hırs, öfke, basiretsizlik ve acı denizinin evrensel bir dışavurumu olan Ölümü Gözlerinden Gördüm, edebiyatın yaşamı ifade etmekteki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
2010 yılının en önemli yazınsal ürünlerinden biri olacağına inandığımız bu roman, çok yakın ve bir o kadar uzak İran'ın tarihini içerden bir bakışla keşfetmemize olanak sağlıyor.
“Edebi anlatı tarihsel anlatıdan daha özgürdür. Kurgusuna göre seçer, ortaklıkları öne çıkarır, istisnaları görmezden gelebilir. Konusu geçmiş olda da hareket noktası şimdidedir. Kuşkusuz Hüşrevşahi’nin bu uzun geçmiş yolculuğu da bugünden, bugünün sorunlarından hareketle başlıyor…” … “Ölümü Gözlerinden Gördüm', yalnızca tarihin unuttuğu ve öğüttüğü ezilmiş insanları, siyasi ve toplumsal kötülüklerin yol açtığı felaketleri, iktidarların ve suç ortaklarının sığındıkları büyük yalanları teşhir etmekle kalmıyor; adaleti ve hakikati aramak için akla ve vicdana sesleniyor…”
Haşim Hüsrevşahi'nin Kaleminden Sarsıcı Bir İlk Roman
Bazı matemlerin sonu yoktur; ölünceye kadar sürüp gider. Öldükten sonra da bitmez. İsrafil suruna üflese de, kıyamet kopsa da, mahşer toplansa da bitmez o matem." Ölümü Gözlerinden Gördüm, İranlı çevirmen-şair Haşim Hüsrevşahi'nin kaleminden sarsıcı bir ilk roman. İran'ın batı kapısı, belleği, şairler kenti Tebriz'de yaklaşık bir asırlık zaman diliminde geçen roman; şiddetin, zulmün ve adaletsizliğin pençesindeki yaşamları, kıvrak bir dilin yalın asaletiyle anlatıyor. İnsanoğlu'nun içinde boğulduğu hırs, öfke, basiretsizlik ve acı denizinin evrensel bir dışavurumu olan Ölümü Gözlerinden Gördüm, edebiyatın yaşamı ifade etmekteki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
2010 yılının en önemli yazınsal ürünlerinden biri olacağına inandığımız bu roman, çok yakın ve bir o kadar uzak İran'ın tarihini içerden bir bakışla keşfetmemize olanak sağlıyor.
“Edebi anlatı tarihsel anlatıdan daha özgürdür. Kurgusuna göre seçer, ortaklıkları öne çıkarır, istisnaları görmezden gelebilir. Konusu geçmiş olda da hareket noktası şimdidedir. Kuşkusuz Hüşrevşahi’nin bu uzun geçmiş yolculuğu da bugünden, bugünün sorunlarından hareketle başlıyor…” … “Ölümü Gözlerinden Gördüm', yalnızca tarihin unuttuğu ve öğüttüğü ezilmiş insanları, siyasi ve toplumsal kötülüklerin yol açtığı felaketleri, iktidarların ve suç ortaklarının sığındıkları büyük yalanları teşhir etmekle kalmıyor; adaleti ve hakikati aramak için akla ve vicdana sesleniyor…”
Ömer Türkeş (30/04/2010 Radikal Kitap)