Gazeteci Uğur Pişmanlık yıllardır sokak sokak belgelediği ve üzerinde çalıştığı Tarsus çeşmelerini kitaplaştırdı.
Uğur Pişmanlık kitapla kalıcılaştırdığı çeşmelerin ilgili kurumlarca, özgün ve tarihi nitelikli olanlarının tescillenerek onarılmasını ve yeniden akar duruma getirilerek günlük hayatımıza katılmasını öneriyor.
Aratos dergisi kurucusu ve Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık’ın yaklaşık 7 yıldır üzerinde çalıştığı ve sokak sokak fotoğraflayıp belgelediği Tarsus’un kültür varlığı niteliğindeki çeşmeleri bir kitapta topladı. Gazeteci-Yazar Uğur Pişmanlık’ın kitabı Tarsus Çeşme ve Hayratları adıyla Mersin Valiliği Kültür Yayınları arasında çıktı. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in de önsözlerinin yer aldığı Tarsus Çeşme ve Hayratları kitabı 68 sayfa kuşe kâğıda renkli baskı olarak yayınlandı.
Pişmanlık’ın kitabında 1800’lerden günümüze kalmış yaklaşık 30 çeşme fotoğraflarıyla, eski Türkçe ve Türkçe kitabelerindeki açıklamalara ile birlikte anlatılıyor. Ayrıca yeri saptanan ve sözlü anlatımlara dayanan 12 çeşme ile birlikte toplam 42 çeşme ve hayrata kitapta yer verilmiş.
Bu çeşmelerin en eskileri ise, Tarsus Ticaret Odası yanındaki Pertevniyal Valide Sultan Çeşmesi (1875), Yüzüncü Yıl Çarşı’nın arkasındaki Hamis-zadeler Meydan Çeşmesi (1914) ve Amerikan Koleji’nın duvarında sokağa bakan Çerkez Şakir Çeşmesi (1916)’dir.
Uğur Pişmanlık kitabının sunuş bölümünde şunları söylüyor: “Bir zamanlar, Anadolu’nun diğer kentlerinde olduğu gibi Tarsus’ta da insanlar mahalle meydanları ve sokakların çeşmeleri ile iç içe yaşar, bu çeşmelerde hayat bulurdu.
Eskiden birkaç evin kuyusu ve tulumbası dışında evlerde içme suyu yoktu. Bu nedenle sokak çeşmeleri suyu olmayan insanlar için yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Çeşmeler, bir anlamda toplanma ve haberleşme yeriydi. Mahalle haberlerini erkekler kahvede alırken, kadınlar ise çeşme başında testilerine, sürahilerine sularını doldururken öğreniyorlardı.
Âşık delikanlılar için, sevdikleri kız ile buluşmak ve bir iki çift laf etmek için çeşmeler en ideal yerlerin başında gelirdi. Öte yandan çeşmeler, şiir, mâni, şarkı, türkü ve edebiyatımızda da her zaman yer bulmuştur.
Çeşmelerin çocukluk günlerimden kalma bende bıraktığı güzel izler var. Yaklaşık 7 yıl önce ben bu izlerin peşine düştüm. İlk bakışta, Tarsus’taki mevcut çeşmelerin sayısı ve niteliğine bakarak Tarsus’ta su ve çeşme kültürü yokmuş gibi görünse de doğrudan belgeleyebildiğimiz ve bilgisine ulaşabildiğimiz çeşmelerin toplamında kuyuları, tulumbaları ve çeşmeleriyle bir yaşam kültürü olduğunu görürüz.
Tarsus çeşme ve hayratlarını gezip fotoğraflayıp bilgi edindikçe sayılarının bunlardan çok daha fazla olduğu kanısına vardım. Bu kitapla sadece kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş çeşmeleri yeniden hatırlatmak ve belgeleyerek kalıcılaştırılmasının da dışında, bu çeşmelerin özgün olanlarının tescillenmesini, mümkün olanların onarılarak yeniden hayat bulmalarına dikkat çekmek de amaçlanmıştır. Mimarlar Odasınca hazırlanacak bir proje kapsamında Tarsus Müzesi aracılığıyla bu kültür miraslarının tescillenmesi ve onarımları mümkündür.
Ne yazık ki insanın kuruduğu bir dönemde çeşmelerin kurumasına, barajların boşalmasına şaşmamak gerek. Su gibi aydınlık bir gelecek istiyorsak işe bize hayat sunan suya ve bu suların aktığı çeşmelere sahip çıkmak gerekiyor.”
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ise Tarsus Çeşme ve Hayratları kitabına yazdığı önszde şu görüşlere yer verdi: “Son yıllarda Tarsus, günümüze akıp gelen tarihsel-kültürel mirasına gösterdiği özenle, ülke gündeminde varlığını güçlü duyurmaya başladı. Bu konuda birbiri ardına aldığı ödüllerle, geniş çevrelere yansıma olanağı buldu. Kentlerin yeniden zengin kimliklerine kavuşmasının önemini vurgulamada, ‘öncü bir örnek’ oldu.
Uğur Pişmanlık’ın “Tarsus Çeşmeleri ve Hayratları” başlıklı çalışması da, salt bir saptama ürünü olarak görülmemelidir. Kentin kuruluş günlerinden son yıllara kadar gelen çeşmeler, Tarsus’un su sisteminin geçmişine dönük belgeleridir. Yapılan araştırma, hem bu geçmişe katkı niteliği taşımakta, hem de mahallelerinin kültürel dokusuna ait saptama çabalarının önemini ortaya koymaktadır.
Uğur Pişmanlık’ın çeşme konusundaki bu araştırması, zengin doğal, arkeolojik ve kentsel mirasa sahip İçel’in il sınırları içindeki verileri toplu değerlendirme çabalarına, sınırlı da olsa katkı sağlaması sevindiricidir. Herkesin kendi kentine ‘duyarlı bakması’ ile böylesi yaklaşımlar, koruma sürecinin ivme kazanmasını birlikte getirir. Yerelde başlayan araştırmaların yoğunluğu ise, yaşatma bilincinin güçlendiğinin de işaretidir.”
Gazeteci-Yazar Uğur Pişmanlık’ın daha önce yayınlanmış şu kitapları bulunuyor, Kent Masalları (1997), Gezginlerin Gözüyle Tarsus (1997), Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar (2002-2008), Tarsuslu Şair M. Sami Aşar Yaşamı ve Şiirleri (2007), Tarsuslu Yazarlar ve Sanatçılar Antolojisi (2008), Tarsus Olimpiyatları ve Tarsus Maratonu (2008), Tarsus Bibliyografyası (2008), Edebiyatımızda Çeşmeler (2009), Tarsus Basın Tarihi (2009), Edebiyatta Tarsus (2009), Barış ve Aydınlanmaya Adanmış Bir Yaşam: İsmail Hakkı Öztorun (2010).
Uğur Pişmanlık’ın bugüne kadar yayınlanmış kitapları ise şunlar: Kent Masalları (1997) Gezginlerin Gözüyle Tarsus (1997) Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar (2002-2008) Tarsuslu Şair M. Sami Aşar Yaşamı ve Şiirleri (2007) Tarsuslu Yazarlar ve Sanatçılar Antolojisi (2008) Tarsus Olimpiyatları ve Tarsus Maratonu (2008) Tarsus Bibliyografyası (2008) Edebiyatımızda Çeşmeler (2009) Tarsus Basın Tarihi/100 Yıllık İzler (2009) Edebiyatta Tarsus (2009) Barış ve Aydınlanmaya Adanmış Bir Yaşam: İsmail Hakkı Öztorun (2010) Tarsus Çeşme ve Hayratları (2010)
Gazeteci Uğur Pişmanlık’tan bir kitap daha… Tarsus Çeşme ve Hayratları yayımlandı
Gazeteci Uğur Pişmanlık yıllardır sokak sokak belgelediği ve üzerinde çalıştığı Tarsus çeşmelerini kitaplaştırdı.
Uğur Pişmanlık kitapla kalıcılaştırdığı çeşmelerin ilgili kurumlarca, özgün ve tarihi nitelikli olanlarının tescillenerek onarılmasını ve yeniden akar duruma getirilerek günlük hayatımıza katılmasını öneriyor.
Aratos dergisi kurucusu ve Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık’ın yaklaşık 7 yıldır üzerinde çalıştığı ve sokak sokak fotoğraflayıp belgelediği Tarsus’un kültür varlığı niteliğindeki çeşmeleri bir kitapta topladı. Gazeteci-Yazar Uğur Pişmanlık’ın kitabı Tarsus Çeşme ve Hayratları adıyla Mersin Valiliği Kültür Yayınları arasında çıktı. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in de önsözlerinin yer aldığı Tarsus Çeşme ve Hayratları kitabı 68 sayfa kuşe kâğıda renkli baskı olarak yayınlandı.
Pişmanlık’ın kitabında 1800’lerden günümüze kalmış yaklaşık 30 çeşme fotoğraflarıyla, eski Türkçe ve Türkçe kitabelerindeki açıklamalara ile birlikte anlatılıyor. Ayrıca yeri saptanan ve sözlü anlatımlara dayanan 12 çeşme ile birlikte toplam 42 çeşme ve hayrata kitapta yer verilmiş.
Bu çeşmelerin en eskileri ise, Tarsus Ticaret Odası yanındaki Pertevniyal Valide Sultan Çeşmesi (1875), Yüzüncü Yıl Çarşı’nın arkasındaki Hamis-zadeler Meydan Çeşmesi (1914) ve Amerikan Koleji’nın duvarında sokağa bakan Çerkez Şakir Çeşmesi (1916)’dir.
Uğur Pişmanlık kitabının sunuş bölümünde şunları söylüyor: “Bir zamanlar, Anadolu’nun diğer kentlerinde olduğu gibi Tarsus’ta da insanlar mahalle meydanları ve sokakların çeşmeleri ile iç içe yaşar, bu çeşmelerde hayat bulurdu.
Eskiden birkaç evin kuyusu ve tulumbası dışında evlerde içme suyu yoktu. Bu nedenle sokak çeşmeleri suyu olmayan insanlar için yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Çeşmeler, bir anlamda toplanma ve haberleşme yeriydi. Mahalle haberlerini erkekler kahvede alırken, kadınlar ise çeşme başında testilerine, sürahilerine sularını doldururken öğreniyorlardı.
Âşık delikanlılar için, sevdikleri kız ile buluşmak ve bir iki çift laf etmek için çeşmeler en ideal yerlerin başında gelirdi. Öte yandan çeşmeler, şiir, mâni, şarkı, türkü ve edebiyatımızda da her zaman yer bulmuştur.
Çeşmelerin çocukluk günlerimden kalma bende bıraktığı güzel izler var. Yaklaşık 7 yıl önce ben bu izlerin peşine düştüm. İlk bakışta, Tarsus’taki mevcut çeşmelerin sayısı ve niteliğine bakarak Tarsus’ta su ve çeşme kültürü yokmuş gibi görünse de doğrudan belgeleyebildiğimiz ve bilgisine ulaşabildiğimiz çeşmelerin toplamında kuyuları, tulumbaları ve çeşmeleriyle bir yaşam kültürü olduğunu görürüz.
Tarsus çeşme ve hayratlarını gezip fotoğraflayıp bilgi edindikçe sayılarının bunlardan çok daha fazla olduğu kanısına vardım. Bu kitapla sadece kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş çeşmeleri yeniden hatırlatmak ve belgeleyerek kalıcılaştırılmasının da dışında, bu çeşmelerin özgün olanlarının tescillenmesini, mümkün olanların onarılarak yeniden hayat bulmalarına dikkat çekmek de amaçlanmıştır. Mimarlar Odasınca hazırlanacak bir proje kapsamında Tarsus Müzesi aracılığıyla bu kültür miraslarının tescillenmesi ve onarımları mümkündür.
Ne yazık ki insanın kuruduğu bir dönemde çeşmelerin kurumasına, barajların boşalmasına şaşmamak gerek. Su gibi aydınlık bir gelecek istiyorsak işe bize hayat sunan suya ve bu suların aktığı çeşmelere sahip çıkmak gerekiyor.”
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ise Tarsus Çeşme ve Hayratları kitabına yazdığı önszde şu görüşlere yer verdi: “Son yıllarda Tarsus, günümüze akıp gelen tarihsel-kültürel mirasına gösterdiği özenle, ülke gündeminde varlığını güçlü duyurmaya başladı. Bu konuda birbiri ardına aldığı ödüllerle, geniş çevrelere yansıma olanağı buldu. Kentlerin yeniden zengin kimliklerine kavuşmasının önemini vurgulamada, ‘öncü bir örnek’ oldu.
Uğur Pişmanlık’ın “Tarsus Çeşmeleri ve Hayratları” başlıklı çalışması da, salt bir saptama ürünü olarak görülmemelidir. Kentin kuruluş günlerinden son yıllara kadar gelen çeşmeler, Tarsus’un su sisteminin geçmişine dönük belgeleridir. Yapılan araştırma, hem bu geçmişe katkı niteliği taşımakta, hem de mahallelerinin kültürel dokusuna ait saptama çabalarının önemini ortaya koymaktadır.
Uğur Pişmanlık’ın çeşme konusundaki bu araştırması, zengin doğal, arkeolojik ve kentsel mirasa sahip İçel’in il sınırları içindeki verileri toplu değerlendirme çabalarına, sınırlı da olsa katkı sağlaması sevindiricidir. Herkesin kendi kentine ‘duyarlı bakması’ ile böylesi yaklaşımlar, koruma sürecinin ivme kazanmasını birlikte getirir. Yerelde başlayan araştırmaların yoğunluğu ise, yaşatma bilincinin güçlendiğinin de işaretidir.”
Gazeteci-Yazar Uğur Pişmanlık’ın daha önce yayınlanmış şu kitapları bulunuyor, Kent Masalları (1997), Gezginlerin Gözüyle Tarsus (1997), Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar (2002-2008), Tarsuslu Şair M. Sami Aşar Yaşamı ve Şiirleri (2007), Tarsuslu Yazarlar ve Sanatçılar Antolojisi (2008), Tarsus Olimpiyatları ve Tarsus Maratonu (2008), Tarsus Bibliyografyası (2008), Edebiyatımızda Çeşmeler (2009), Tarsus Basın Tarihi (2009), Edebiyatta Tarsus (2009), Barış ve Aydınlanmaya Adanmış Bir Yaşam: İsmail Hakkı Öztorun (2010).
Uğur Pişmanlık’ın bugüne kadar yayınlanmış kitapları ise şunlar:
Kent Masalları (1997)
Gezginlerin Gözüyle Tarsus (1997)
Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar (2002-2008)
Tarsuslu Şair M. Sami Aşar Yaşamı ve Şiirleri (2007)
Tarsuslu Yazarlar ve Sanatçılar Antolojisi (2008)
Tarsus Olimpiyatları ve Tarsus Maratonu (2008)
Tarsus Bibliyografyası (2008)
Edebiyatımızda Çeşmeler (2009)
Tarsus Basın Tarihi/100 Yıllık İzler (2009)
Edebiyatta Tarsus (2009)
Barış ve Aydınlanmaya Adanmış Bir Yaşam: İsmail Hakkı Öztorun (2010)
Tarsus Çeşme ve Hayratları (2010)