Güney Özkılınç, Nâzım’ın 110. Doğum Yılı anısına Nâzım’ın Bursa’daki insanlarını “Yüzümde Nâzım İzi Var”(renkli, 200 sayfa) adlı öykülü fotoğraf albümüyle okuyucuların beğenisine sundu.
Birinci hamur, ciltli, 330X240 ebadındaki öykülü fotoğraf albümü toplam 200 sayfa. Bursa Akademik Odalar Birliği’nin (BAOB) katkılarıyla Evrensel Basım Yayın’dan (Mayıs- 2012) çıktı. Albümün arka kapağında Tahir Şilkan şu sözlere yer veriyor:
Yıllardır Nazım Hikmet'in Bursa topraklarında bıraktığı izler üzerinde çalışan Güney Özkılınç'ın bizlere sunduğu yıpranmış resimlerden, soluk fotoğraflardan, saklanan mektuplardan, insanlardan bizde oluşan izdüşüm; Nazım Hikmet'in eskimeyen, çağlar geçse de unutulmayacak şiirlerinin sesi, insan sevgisi, dost, sevecen yüzüdür. Bu resimlerde; O'nun sözleriyle söylersek:
hapislerde geçen onbeş sene, demirlerden seyredilen bir şehir kaplıcalar türbeler ipek fabrikaları ve kocaman bir çınar,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, içerde dağları deryaları düşünen, yaşamakta ayak direyen düşmana inat bir gün fazla yaşamak isteyen, ölmeye de bin yıl yaşamaya da hazır kavgası, kederi, sevinci olan insanların sahici insanların yani korkak, cesur, cahil, hakim ve çocuk kahreden ve yaratan insanların
Güney Özkılınç’ın Yeni Öykülü Albümü: Yüzümde Nâzım İzi Var
Güney Özkılınç, Nâzım’ın 110. Doğum Yılı anısına Nâzım’ın Bursa’daki insanlarını “Yüzümde Nâzım İzi Var”(renkli, 200 sayfa) adlı öykülü fotoğraf albümüyle okuyucuların beğenisine sundu.
Birinci hamur, ciltli, 330X240 ebadındaki öykülü fotoğraf albümü toplam 200 sayfa.
Bursa Akademik Odalar Birliği’nin (BAOB) katkılarıyla Evrensel Basım Yayın’dan (Mayıs- 2012) çıktı.
Albümün arka kapağında Tahir Şilkan şu sözlere yer veriyor:
Yıllardır Nazım Hikmet'in Bursa topraklarında bıraktığı izler üzerinde çalışan Güney Özkılınç'ın bizlere sunduğu yıpranmış resimlerden, soluk fotoğraflardan, saklanan mektuplardan, insanlardan bizde oluşan izdüşüm; Nazım Hikmet'in eskimeyen, çağlar geçse de unutulmayacak şiirlerinin sesi, insan sevgisi, dost, sevecen yüzüdür. Bu resimlerde; O'nun sözleriyle söylersek:
hapislerde geçen onbeş sene,
demirlerden seyredilen bir şehir
kaplıcalar
türbeler
ipek fabrikaları ve kocaman bir çınar,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
içerde dağları deryaları düşünen,
yaşamakta ayak direyen
düşmana inat bir gün fazla yaşamak isteyen,
ölmeye de
bin yıl yaşamaya da hazır
kavgası, kederi, sevinci olan insanların
sahici insanların
yani korkak, cesur, cahil, hakim ve çocuk
kahreden ve yaratan insanların
maceraları vardır.