P.E.N. şiddetten korunmayı, yaşama hakkını destekliyor. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, dahası tam olarak uygulanırsa insanca yaşatır. Ancak ülkemizde halen günde ortalama bir kadın ölürken, cinsiyet eşitsizliğini hedef alan ve kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi, gece vakti Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Anayasaya aykırı bir biçimde feshedildi.
Avrupa Konseyi’nin, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış, ilk olarak Türkiye tarafından imzalanan bir İnsan Hakları sözleşmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa’nın 90. Maddesine göre usulünce onaylanmış, hukuksuz olarak feshedilmiştir. Kararnameden ayrılmak, ancak Meclis kararıyla olabilir.
Bu onurlu sözleşmeye sahip çıkmak, İstanbul‘da imzaya açmak, kadınların temel haklarını böylece korumak, insan hakları karnesi hiç iç açıcı olmayan Türkiye için olumlu bir puandır. Sözleşme’nin on yılı dolmadan hukuku hiçe sayarak tek imzayla sona ermesi ise, Sözleşme ortaklarından tepki almak bir yana, kadınları sindirmek, hatta mümkünse yok etmek isteyenlerin ağzına bir parmak bal çalar. Başından beri bu sözleşmeyi içlerine sindiremeyen gerici kesimin sırtını sıvazlar. Kadınları şiddete mahkum etme anlamına gelir.
Kadınlarımızın insanca yaşamaları için bir umut olan Sözleşme’nin yok sayılmasına zaten yıllardır tanıklık ediyorduk. Şiddetin önlenememesinin nedeni İstanbul Sözleşmesi değil, ilgili kanunların uygulanmamasıdır. Devlet kadınları koruma yükümlülüğünden vazgeçme hakkına sahip değildir. Türkiye’nin ilk olarak imzalayıp öncülük yaptığı sözleşmeyi tek hamlede, tek imzayla feshetmesi ise hukuksuzdur.
P.E.N. olarak, kadınlarımızın şiddet korkusu, öldürülme korkusu olmadan hayatlarını yaşama, cinsiyetten kaynaklanan eşitsizliğe mahkum olmama taleplerini destekliyoruz. Böyle uygulamaların şiddeti büsbütün teşvik etmesinden, kadınları ezmek isteyenlerin gözlerini daha da karartmasından korkarız.
Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden taraf olmalıdır. Kadınlar yaşamak istiyor, insanca yaşamak istiyor. Bir kardeşimizin ağzından, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz, yaşayacağız!” diyorlar.
“Kabul etmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz, yaşayacağız!”
P.E.N. şiddetten korunmayı, yaşama hakkını destekliyor. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, dahası tam olarak uygulanırsa insanca yaşatır. Ancak ülkemizde halen günde ortalama bir kadın ölürken, cinsiyet eşitsizliğini hedef alan ve kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi, gece vakti Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Anayasaya aykırı bir biçimde feshedildi.
Avrupa Konseyi’nin, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış, ilk olarak Türkiye tarafından imzalanan bir İnsan Hakları sözleşmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa’nın 90. Maddesine göre usulünce onaylanmış, hukuksuz olarak feshedilmiştir. Kararnameden ayrılmak, ancak Meclis kararıyla olabilir.
Bu onurlu sözleşmeye sahip çıkmak, İstanbul‘da imzaya açmak, kadınların temel haklarını böylece korumak, insan hakları karnesi hiç iç açıcı olmayan Türkiye için olumlu bir puandır. Sözleşme’nin on yılı dolmadan hukuku hiçe sayarak tek imzayla sona ermesi ise, Sözleşme ortaklarından tepki almak bir yana, kadınları sindirmek, hatta mümkünse yok etmek isteyenlerin ağzına bir parmak bal çalar. Başından beri bu sözleşmeyi içlerine sindiremeyen gerici kesimin sırtını sıvazlar. Kadınları şiddete mahkum etme anlamına gelir.
Kadınlarımızın insanca yaşamaları için bir umut olan Sözleşme’nin yok sayılmasına zaten yıllardır tanıklık ediyorduk. Şiddetin önlenememesinin nedeni İstanbul Sözleşmesi değil, ilgili kanunların uygulanmamasıdır. Devlet kadınları koruma yükümlülüğünden vazgeçme hakkına sahip değildir. Türkiye’nin ilk olarak imzalayıp öncülük yaptığı sözleşmeyi tek hamlede, tek imzayla feshetmesi ise hukuksuzdur.
P.E.N. olarak, kadınlarımızın şiddet korkusu, öldürülme korkusu olmadan hayatlarını yaşama, cinsiyetten kaynaklanan eşitsizliğe mahkum olmama taleplerini destekliyoruz. Böyle uygulamaların şiddeti büsbütün teşvik etmesinden, kadınları ezmek isteyenlerin gözlerini daha da karartmasından korkarız.
Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden taraf olmalıdır. Kadınlar yaşamak istiyor, insanca yaşamak istiyor. Bir kardeşimizin ağzından, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz, yaşayacağız!” diyorlar.
PEN Yazarlar Derneği